Ugur Ozaltin Makaleleri
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.
Arama
 
 

Sonuç :
 


Rechercher çıkıntı araştırma

Arama
 
 

Sonuç :
 


Rechercher çıkıntı araştırma

En son konular
» BAYRAMINIZ KUTLU OLSUN
KORKUSUZ SELİM EmptyPaz Ağus. 19, 2012 2:17 pm tarafından Admin

» NEDEN ÇOK ÜZGÜNÜM
KORKUSUZ SELİM EmptyPerş. Haz. 07, 2012 4:17 pm tarafından Admin

» KATİLLİK NERDE BAŞLAR
KORKUSUZ SELİM EmptyPtsi Haz. 04, 2012 4:24 pm tarafından Admin

» SOR SORUYU
KORKUSUZ SELİM EmptySalı Mayıs 29, 2012 12:20 pm tarafından Admin

» ÜSTÜN DÖKMEN DÖKTÜRDÜ
KORKUSUZ SELİM EmptyÇarş. Mayıs 16, 2012 11:50 am tarafından Admin

» PARA ZAAFI
KORKUSUZ SELİM EmptyPtsi Mayıs 14, 2012 5:50 pm tarafından Admin

» KUL HAKKI
KORKUSUZ SELİM EmptyPerş. Mayıs 10, 2012 2:49 pm tarafından Admin

» DECCAL CENNETİNİ İSTEMİYORUM
KORKUSUZ SELİM EmptyCuma Mayıs 04, 2012 2:06 pm tarafından Admin

» OKUMAK ÇÖZMEKTİR
KORKUSUZ SELİM EmptyPerş. Mayıs 03, 2012 12:34 pm tarafından Admin

En son konular
» BAYRAMINIZ KUTLU OLSUN
KORKUSUZ SELİM EmptyPaz Ağus. 19, 2012 2:17 pm tarafından Admin

» NEDEN ÇOK ÜZGÜNÜM
KORKUSUZ SELİM EmptyPerş. Haz. 07, 2012 4:17 pm tarafından Admin

» KATİLLİK NERDE BAŞLAR
KORKUSUZ SELİM EmptyPtsi Haz. 04, 2012 4:24 pm tarafından Admin

» SOR SORUYU
KORKUSUZ SELİM EmptySalı Mayıs 29, 2012 12:20 pm tarafından Admin

» ÜSTÜN DÖKMEN DÖKTÜRDÜ
KORKUSUZ SELİM EmptyÇarş. Mayıs 16, 2012 11:50 am tarafından Admin

» PARA ZAAFI
KORKUSUZ SELİM EmptyPtsi Mayıs 14, 2012 5:50 pm tarafından Admin

» KUL HAKKI
KORKUSUZ SELİM EmptyPerş. Mayıs 10, 2012 2:49 pm tarafından Admin

» DECCAL CENNETİNİ İSTEMİYORUM
KORKUSUZ SELİM EmptyCuma Mayıs 04, 2012 2:06 pm tarafından Admin

» OKUMAK ÇÖZMEKTİR
KORKUSUZ SELİM EmptyPerş. Mayıs 03, 2012 12:34 pm tarafından Admin

Tarıyıcı
 Kapı
 Indeks
 Üye Listesi
 Profil
 SSS
 Arama
Tarıyıcı
 Kapı
 Indeks
 Üye Listesi
 Profil
 SSS
 Arama

KORKUSUZ SELİM

Aşağa gitmek

KORKUSUZ SELİM Empty KORKUSUZ SELİM

Mesaj  Ayhan Sarıkaya Perş. Mayıs 06, 2010 3:39 pm

KORKUSUZ SELİM…

KORKUSUZ SELİM 56986

Barlar sokağı…Yanıp sönen neon ışıkları…

Gecenin karanlığına karışan müzik, barlar sokağının aralarında yankı yapıyor; kendi dünyalarının keşmekeşliğinden kurtulmaya çalışan sarhoş bedenlerin üzerine, sisli bulutlar gibi aheste aheste iniyordu…

Adam, barlar sokağına yanaştığında; gece hayatı yeni başlıyordu. Son sevgilisinden ayrılalı daha bir gün bile olmamıştı. Gönül ilişkilerinde belirli kalıpları yoktu. Her şeyi, akışına bırakırdı. Karşısındaki sevgilisine kesinlikle tahakküm kurmayı sevmez, onun dünyasında vazgeçilmezlerden olmayı düşünmezdi.

Otuz yaşındaydı; güçlü ve gözü pekti…İlk anda; kadınların dikkatini hemen çekecek kadar da yakışıklı ve kendine güveni olan bir erkek profili çiziyordu…Yer altı dünyasının arayıp da bulamadığı bir insan olmasına rağmen;o ise, özgürlüğü seven bir karaktere sahipti.Kendi yasalarını kendisi uyguluyordu.Başkalarının emrine girmek; onun için bir ölüm demekti.Tek kelimeyle korkusuzdu.Belalı değildi ama korkusuzdu.Bu yüzden lakabı “Korkusuz Selim”di.Zaten de lakabıyla anılırdı.Korkusuz…Haraç almayı sevmez,gariban canlısıydı…

Korkusuz Selim, etrafı haraca bağlayan yer altı dünyasından payını alırdı. Garibanlar tarafından sevilmesi; hoşuna gitmesine giderdi ama kendisinin adeta tanrılaştırılmasına içten içe kızıyordu. Ölümlü bir fani olduğu bilinci her zaman belleğindeydi. Bu yüzden de; zaman zaman kendi iç dünyası ile baş başa kaldığında; göz yaşlarını içine akıttığı, neden bu çirkef alemin içerisinde yer aldım diye kendinden nefret ettiği zamanlar da oluyordu…

Ağlayıp rahatlamak istediği anlarda; yanında kimse olsun istemezdi. Hele de bir kadın asla…Kadınların, göz yaşlarının damlasını bile görmesi taraftarı değildi.O,bu zamana kadar farklı bir imaj çizmişti çünkü…Kararlı ve güçlü bir erkekti,her şeye rağmen…Öyle biliyorlardı onu.

Halbuki iç dünyasında tam bir yalnızlıkları yaşıyordu. İlk aşkının yerini hiçbir kadın dolduramamıştı. Dünyasına onca kadın girmesine rağmen, hala onun hayaliyle oluyordu…Elim bir trafik kazası sonucu,ilk aşkını,sevgilisini kaybettikten sonra bahçesinde güller bir türlü açmıyordu…Açmıyordu…

Yıldız pavyondan içeri girdiğinde boş bir masaya geçip oturdu…Onun içeriye girmesiyle birlikte,garsonlar arasında gözle görülür bir canlılık başladı.Devinim hız kazanmıştı.Garsonlar,etrafında pervane olup,onun istediği şekilde masayı donattılar…Masaya konsomatris gelmekte gecikmedi.Oturması için başıyla işaret etti.Seçici değildi.Kadın konuşurken,cilve yapmaya çalışırken; o, yine kendi dünyasındaki hayal aleminde geziniyordu…Bu günlerde zaten başı dumanlıydı…

Sahnedeki kadının şarkıları, onu başka yerlere çoktan sürüklemişti…


Bütün şarkılarımda; her zaman sen, sen varsın
Bir gün fazla yaşasan benim gönlüme karsın
Kolların vücudumu bırak ateşle sarsın,
……………….. Gel artık kara gözlüm, bekletme yollarını…

Konsomatris kadın, onun ilgisizliğini fark etmiş olsa da hizmette kusur etmiyordu. Yanında oturduğu adamın; uysal,bir o kadar da sert mizaçlı olduğunu bilmeyen pavyon kadını yoktu.Masaya oturulduysa hakkını verecekti.Onun yüz mimiklerini izlemek zorundaydı…Yoksa en ufak bir tatsızlıkta; soluğu, sokakta alabilirdi.

Pavyon sahipleri,Korkusuz Selim’e karşı el pençe duruyorlardı.Kendi köpeklerinin bir etkisi olmuyordu ona karşı…

Şarkı bitmiş, sahnede dans başlamıştı…Yanındaki kadının gözleri,ondaydı. Korkusuz Selim’in güçlü kolları arasında dans etmek bir ayrıcalıktı…

Şarkı söyleyen kadının gözleri ise Korkusuz Selim’in içinde; bir şeyleri, az da olsa canlandırmıştı.

Masasındaki kadının kulağına eğildi:

- Şarkı söyleyen Filiz Hanım’ı çağırdığımı söyler misiniz lütfen…

Kadın, hayal kırıklığına uğramış olsa da verilen emri yerine getirmek zorundaydı…

Biraz sonra şarkıcı Filiz, Selim’in kolları arasındaydı…Onun kolları arasında olmaktan büyük mutluluk duyuyordu şarkıcı Filiz… Kesinlikle; pavyondaki diğer kadınlar, onu kıskanıyor olmalıydılar o anda…Zaten kadın, kadının düşmanı değil miydi…

Korkusuz Selim, dans boyunca kadınla hiç konuşmadı…Sadece şarkıcı Filiz’in gözlerinin derinliğinde; içinde yaşattığı aşkının hayalini canlandırdı…Kadın, sevilmek,ilgi gösterilmek için yaratılmıştı halbuki…Bir çift kelam bile etmeyince; şarkıcı Filiz:

- Yine dalgınsın koçum!...Seni bu korkunç denize hangi fırtınalar attı?

Korkusuz Selim :

- Boş ver Filiz Hanım…Bu fırtınalı denizden yüzerek çıkmasını bilirim…

- Aman öyle olsun…


Gecenin ilerleyen saatlerinde; baliciler, jiletciler,tinerciler, haraçcılar pavyonların etrafında çoktan yerlerini almışlardı bile…Dışarıya çıkanlardan ekmek parasını bulmaya çalışıyorlardı…

Selim, her zamanki gibi bir otuz beşlik yuvarlamıştı ama bana mısın demiyordu. Onun prensibiydi; fazla almazdı.

Dışarıya çıktığında kendisini tanıyan ayakçı takımı, sustalılarını saklayıp saygıda kusur etmediler…

Selim, cebinden bir deste para çıkarıp onlara uzattı:

- Paylaşın bakalım çocuklar….

Köşeyi dönmüştü ki yeni racon kesmeye çalışan bir çaylak, bıçağını çekip Selim’ e uzattı:

- Sökül lan paraları!..

Korkusuz Selim’in böyle şeylere karnı toktu…Soğukkanlılığını yitirmeden bıçağa doğru yaklaştı..Ani bir hareketle bileğini kıvırdı,bıçağı yere düşürdü. Belindeki tabancanın namlusunu serserinin ağzına sokması,göz açıp kapayıncaya kadar hızlı olmuştu.Sonrasında:


- Unutma yavrum,sahipsiz gecelerin de bir sahibi olduğunu…Tamam mı?...

DEVAM EDECEK!...

Ayhan Sarıkaya

Mesaj Sayısı : 207
Kayıt tarihi : 24/07/09

Sayfa başına dön Aşağa gitmek

Sayfa başına dön

- Similar topics

 
Bu forumun müsaadesi var:
Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz