Arama
Arama
En son konular
En son konular
KORKUSUZ SELİM28
1 sayfadaki 1 sayfası
KORKUSUZ SELİM28
KORKUSUZ SELİM 28
Emniyet müdürü Turgay bey, bu büyük metropole atandığından beri koşturup duruyordu. İlk zamanlar ki düşüncesi hala beyninde canlılığını sürdürmeye devam ediyordu:
“ Yer altı dünyasının hareket alanını daraltıp, asalak gibi yaşamalarına fırsat vermeyeceğim.”
Hesapta olmayan olaylar, hedefe gitmesinde geciktiriyordu ama kararlıydı bu konuda. Şimdi takibe aldığı bir sürü olaylar zinciri devam ediyordu.Son zamanlardaki terör belası;yer altı dünyasını aratmıyordu neredeyse.Üstüne üstlük PKK.nın şehirlerde saldırıları ise büyük bir sıkıntıydı.
Belanın üzerine gitmek ana prensibiydi. Okul yıllarından beri kendisine bu prensibi içerisine yerleştirmiş,bu duygular içerisinde yanıp tutuşmuştu.Şeffaflık itiyordu.Karanlık güçlerden ve bu güçlerle ufak çıkarlar uğruna iş birliği yapan kenelerden oldum olası nefret ederdi.Hele de devlet içerisinde böyle kenelerin barınmasına asla tahammülü olmazdı.Bir kişinin var olmasını bile düşünemiyordu.
Yer altı dünyasının mimli adamları;”baba”ları yakın takibe aldı.Onlara aman vermeyecek,bellerini kıracaktı her fırsatta.
Yer altı dünyasının içerisinde bir takım olayların, iç hesaplaşmaların döndüğü gün gibi aşikardı.
Son zamanlarda mafyanın adamları tek tek ölü bulunuyordu. Denizden çıkan cesetten sonra bir kişi daha tek kurşunla öldürülüp, ormanlık alanın yakınlarına bırakılmıştı.Bu ölümler,devam edeceğe benziyordu.Belli ki rant paylaşımında kavgalar hızlanmıştı.Ok yaydan fırlamaya görsündü;fırlayan oku kınına geri sokmak imkansızdı.
İstihbarat birimleri kusursuz yirmi dört saat çalışmaya devam ediyordu. Gerekli bilgiler Turgay beye zamanında iletiliyor,o da kurmayları ile gerekli istişarelerde bulunuyordu.Bireysellikten hoşlanmaz,ben merkeziyetçilikten oldum olası kaçardı.Onu için önemli olan grup çalışmasıyla ortaya çıkan başarıydı.
Telsizlerdeki son gelen anonslar oldukça faklıydı. Bu anonsları dinledikçe:
- Hım! “Babalar” birbirlerini yemeye başladılar. Her ne pahasına olursa olsun katil silahların susması lazım. Bütün olumsuzlukları,kanun gücüyle halledeceğiz,devletin şeffaflığını ortaya koymak zorundayız diye düşünmekten kendini alıkoyamıyordu.
Sokak çatışmasından döneli henüz on dakika olmamıştı ki;son gelişmeler üzerinde dikkatle çalışmaya,gelen bilgilere göre sağa sola emirler yağdırmaya devam ediyordu.
Arkadaşlarının sevk ve idaresinde elinden geldiği kadar içten olması gerekiyordu.Her çatışmada olduğu gibi bu son olaylarda da amirlerini yanlarında gören polis memurları,şevkle,canla,başla ileriye atılmakta oldukça istekliydiler.Turgay beyin görev aşkı,kendilerini pozitif olarak kamçılamış,kendilerine güven gelmişti.Gelmiş geçmiş amirlerinin içerisinde Turgay bey gibisi yoktu.Ona gıpta ile bakıyorlardı.
Turgay beyin elindeki telsizden anonslar, yağmur gibi sağanak şekilde yağmaya devam ediyordu:
- 56… ‘lu dinlemede!
- Sokak çatışmaları sona erdi. Ara sokaklara kaçanlar,zaman zaman toplansalar da etkili olamıyorlar.
- Anlaşıldı,tamam!Panzerler,ana caddeden ayrılmasınlar.Devriye kontrollerine devam etsinler.
- Anlaşıldı!
- Yaralılar ne durumda?
- Tehlikeli durumları yok, efendim…Anlaşıldı…Baş üstüne amirim!
Daha önceki sokak çatışmasında emniyet güçleri, bir şehit verince;son olaylar karşısında daha tedbirli olmaya özen göstermişler,olası zaaflar giderilmişti.Şimdi faydasını görmekte gecikmediler.İki, üç yaralı ile tehlikeyi atlatmak büyük başarıydı onlar için…
Turgay bey, sıcağı sıcağına yaralı meslektaşlarını hastanede ziyaret etmekte gecikmedi. Hastane koridorlarında telsizlerden çıkan anonslar,yankı yapıyordu.
Yaralı polisler, karşılarında amirlerini gördüklerinde gözlerinin içleri gülüyordu adeta.Hafifçe doğrulmak istediler.Amirleri,müdahale etmekte gecikmedi:
- Aman arkadaşlar, rahatsız olmayınız! Geçmiş olsun! Hepinizi alnınızdan öpüyorum. Görev aşkıyla yanıp tutuşan birer kahramanlarsınız benim gözümde.
- Sağ ol amirim!
Bütün günün yorgunluğunun ardından kurmayları ile odasına çekildi. Çalışmalarını sürdürmeyi ve durum değerlendirmesi yapmayı yeğledi. Durup dinlenmek yoktu onun için.
Telsizin mandalı açık, her saniye olabilecek gelişmeleri dinlemek zorundaydı. Zaman zaman gelen anonslar,odanın içerisine yayılıyordu:
- 80… ,46 yı arıyor!
- Evet,46 dinlemede.
- Bağdat caddesinde yeni bir ölüm haberi!
- Lütfen bilgi veriniz.
- Ölen kişinin yer altı dünyasının adamlarından olduğu tahmin edilmekte.
- Araştırmaya devam edin, kesin sonucu bekliyorum.
- Anlaşıldı, tamam!
Turgay beyin bir kulağı da telsizdeki anonslarındaydı.
Kurmayları ile istişareye devam ederken;
“ İnşallah her iki belanın da üzerinden geleceğiz, sokak terörünün ve de mafyanın belini kırmak boynumuzun borcu olsun! düşünceleri, aklından yıldırım hızıyla geçti.
Uzun çalışmalar sonunda arkadaşlarına “ başarılar” dileyip kirada durduğu eve korumasız bir şekilde yürüyerek gitti. Arkasında koruma istemiyordu. Kendisine lojman tahsis edildiği halde kabul etmedi.Teşkilatının içerisinde mağdur meslektaşlarını tespit edip,lojmanda kalma işini de düzene sokmuştu gelir gelmez.Onların tek tek ailevi sorunlarıyla da ilgilenmekten geri kalmıyordu.Kimin ne derdi var bilmek zorundaydı.
Kapının ziline bastığında eşi, heyecanla karşıladı kocasını:
- Hoş geldin canım benim!
Birbirlerine sarılıp öpüştüler.
Emniyet müdürü Turgay bey, bu büyük metropole atandığından beri koşturup duruyordu. İlk zamanlar ki düşüncesi hala beyninde canlılığını sürdürmeye devam ediyordu:
“ Yer altı dünyasının hareket alanını daraltıp, asalak gibi yaşamalarına fırsat vermeyeceğim.”
Hesapta olmayan olaylar, hedefe gitmesinde geciktiriyordu ama kararlıydı bu konuda. Şimdi takibe aldığı bir sürü olaylar zinciri devam ediyordu.Son zamanlardaki terör belası;yer altı dünyasını aratmıyordu neredeyse.Üstüne üstlük PKK.nın şehirlerde saldırıları ise büyük bir sıkıntıydı.
Belanın üzerine gitmek ana prensibiydi. Okul yıllarından beri kendisine bu prensibi içerisine yerleştirmiş,bu duygular içerisinde yanıp tutuşmuştu.Şeffaflık itiyordu.Karanlık güçlerden ve bu güçlerle ufak çıkarlar uğruna iş birliği yapan kenelerden oldum olası nefret ederdi.Hele de devlet içerisinde böyle kenelerin barınmasına asla tahammülü olmazdı.Bir kişinin var olmasını bile düşünemiyordu.
Yer altı dünyasının mimli adamları;”baba”ları yakın takibe aldı.Onlara aman vermeyecek,bellerini kıracaktı her fırsatta.
Yer altı dünyasının içerisinde bir takım olayların, iç hesaplaşmaların döndüğü gün gibi aşikardı.
Son zamanlarda mafyanın adamları tek tek ölü bulunuyordu. Denizden çıkan cesetten sonra bir kişi daha tek kurşunla öldürülüp, ormanlık alanın yakınlarına bırakılmıştı.Bu ölümler,devam edeceğe benziyordu.Belli ki rant paylaşımında kavgalar hızlanmıştı.Ok yaydan fırlamaya görsündü;fırlayan oku kınına geri sokmak imkansızdı.
İstihbarat birimleri kusursuz yirmi dört saat çalışmaya devam ediyordu. Gerekli bilgiler Turgay beye zamanında iletiliyor,o da kurmayları ile gerekli istişarelerde bulunuyordu.Bireysellikten hoşlanmaz,ben merkeziyetçilikten oldum olası kaçardı.Onu için önemli olan grup çalışmasıyla ortaya çıkan başarıydı.
Telsizlerdeki son gelen anonslar oldukça faklıydı. Bu anonsları dinledikçe:
- Hım! “Babalar” birbirlerini yemeye başladılar. Her ne pahasına olursa olsun katil silahların susması lazım. Bütün olumsuzlukları,kanun gücüyle halledeceğiz,devletin şeffaflığını ortaya koymak zorundayız diye düşünmekten kendini alıkoyamıyordu.
Sokak çatışmasından döneli henüz on dakika olmamıştı ki;son gelişmeler üzerinde dikkatle çalışmaya,gelen bilgilere göre sağa sola emirler yağdırmaya devam ediyordu.
Arkadaşlarının sevk ve idaresinde elinden geldiği kadar içten olması gerekiyordu.Her çatışmada olduğu gibi bu son olaylarda da amirlerini yanlarında gören polis memurları,şevkle,canla,başla ileriye atılmakta oldukça istekliydiler.Turgay beyin görev aşkı,kendilerini pozitif olarak kamçılamış,kendilerine güven gelmişti.Gelmiş geçmiş amirlerinin içerisinde Turgay bey gibisi yoktu.Ona gıpta ile bakıyorlardı.
Turgay beyin elindeki telsizden anonslar, yağmur gibi sağanak şekilde yağmaya devam ediyordu:
- 56… ‘lu dinlemede!
- Sokak çatışmaları sona erdi. Ara sokaklara kaçanlar,zaman zaman toplansalar da etkili olamıyorlar.
- Anlaşıldı,tamam!Panzerler,ana caddeden ayrılmasınlar.Devriye kontrollerine devam etsinler.
- Anlaşıldı!
- Yaralılar ne durumda?
- Tehlikeli durumları yok, efendim…Anlaşıldı…Baş üstüne amirim!
Daha önceki sokak çatışmasında emniyet güçleri, bir şehit verince;son olaylar karşısında daha tedbirli olmaya özen göstermişler,olası zaaflar giderilmişti.Şimdi faydasını görmekte gecikmediler.İki, üç yaralı ile tehlikeyi atlatmak büyük başarıydı onlar için…
Turgay bey, sıcağı sıcağına yaralı meslektaşlarını hastanede ziyaret etmekte gecikmedi. Hastane koridorlarında telsizlerden çıkan anonslar,yankı yapıyordu.
Yaralı polisler, karşılarında amirlerini gördüklerinde gözlerinin içleri gülüyordu adeta.Hafifçe doğrulmak istediler.Amirleri,müdahale etmekte gecikmedi:
- Aman arkadaşlar, rahatsız olmayınız! Geçmiş olsun! Hepinizi alnınızdan öpüyorum. Görev aşkıyla yanıp tutuşan birer kahramanlarsınız benim gözümde.
- Sağ ol amirim!
Bütün günün yorgunluğunun ardından kurmayları ile odasına çekildi. Çalışmalarını sürdürmeyi ve durum değerlendirmesi yapmayı yeğledi. Durup dinlenmek yoktu onun için.
Telsizin mandalı açık, her saniye olabilecek gelişmeleri dinlemek zorundaydı. Zaman zaman gelen anonslar,odanın içerisine yayılıyordu:
- 80… ,46 yı arıyor!
- Evet,46 dinlemede.
- Bağdat caddesinde yeni bir ölüm haberi!
- Lütfen bilgi veriniz.
- Ölen kişinin yer altı dünyasının adamlarından olduğu tahmin edilmekte.
- Araştırmaya devam edin, kesin sonucu bekliyorum.
- Anlaşıldı, tamam!
Turgay beyin bir kulağı da telsizdeki anonslarındaydı.
Kurmayları ile istişareye devam ederken;
“ İnşallah her iki belanın da üzerinden geleceğiz, sokak terörünün ve de mafyanın belini kırmak boynumuzun borcu olsun! düşünceleri, aklından yıldırım hızıyla geçti.
Uzun çalışmalar sonunda arkadaşlarına “ başarılar” dileyip kirada durduğu eve korumasız bir şekilde yürüyerek gitti. Arkasında koruma istemiyordu. Kendisine lojman tahsis edildiği halde kabul etmedi.Teşkilatının içerisinde mağdur meslektaşlarını tespit edip,lojmanda kalma işini de düzene sokmuştu gelir gelmez.Onların tek tek ailevi sorunlarıyla da ilgilenmekten geri kalmıyordu.Kimin ne derdi var bilmek zorundaydı.
Kapının ziline bastığında eşi, heyecanla karşıladı kocasını:
- Hoş geldin canım benim!
Birbirlerine sarılıp öpüştüler.
Ayhan Sarıkaya- Mesaj Sayısı : 207
Kayıt tarihi : 24/07/09
1 sayfadaki 1 sayfası
Bu forumun müsaadesi var:
Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
Paz Ağus. 19, 2012 2:17 pm tarafından Admin
» NEDEN ÇOK ÜZGÜNÜM
Perş. Haz. 07, 2012 4:17 pm tarafından Admin
» KATİLLİK NERDE BAŞLAR
Ptsi Haz. 04, 2012 4:24 pm tarafından Admin
» SOR SORUYU
Salı Mayıs 29, 2012 12:20 pm tarafından Admin
» ÜSTÜN DÖKMEN DÖKTÜRDÜ
Çarş. Mayıs 16, 2012 11:50 am tarafından Admin
» PARA ZAAFI
Ptsi Mayıs 14, 2012 5:50 pm tarafından Admin
» KUL HAKKI
Perş. Mayıs 10, 2012 2:49 pm tarafından Admin
» DECCAL CENNETİNİ İSTEMİYORUM
Cuma Mayıs 04, 2012 2:06 pm tarafından Admin
» OKUMAK ÇÖZMEKTİR
Perş. Mayıs 03, 2012 12:34 pm tarafından Admin