Ugur Ozaltin Makaleleri
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.
Arama
 
 

Sonuç :
 


Rechercher çıkıntı araştırma

Arama
 
 

Sonuç :
 


Rechercher çıkıntı araştırma

En son konular
» BAYRAMINIZ KUTLU OLSUN
KORKUSUZ SELİM 39 EmptyPaz Ağus. 19, 2012 2:17 pm tarafından Admin

» NEDEN ÇOK ÜZGÜNÜM
KORKUSUZ SELİM 39 EmptyPerş. Haz. 07, 2012 4:17 pm tarafından Admin

» KATİLLİK NERDE BAŞLAR
KORKUSUZ SELİM 39 EmptyPtsi Haz. 04, 2012 4:24 pm tarafından Admin

» SOR SORUYU
KORKUSUZ SELİM 39 EmptySalı Mayıs 29, 2012 12:20 pm tarafından Admin

» ÜSTÜN DÖKMEN DÖKTÜRDÜ
KORKUSUZ SELİM 39 EmptyÇarş. Mayıs 16, 2012 11:50 am tarafından Admin

» PARA ZAAFI
KORKUSUZ SELİM 39 EmptyPtsi Mayıs 14, 2012 5:50 pm tarafından Admin

» KUL HAKKI
KORKUSUZ SELİM 39 EmptyPerş. Mayıs 10, 2012 2:49 pm tarafından Admin

» DECCAL CENNETİNİ İSTEMİYORUM
KORKUSUZ SELİM 39 EmptyCuma Mayıs 04, 2012 2:06 pm tarafından Admin

» OKUMAK ÇÖZMEKTİR
KORKUSUZ SELİM 39 EmptyPerş. Mayıs 03, 2012 12:34 pm tarafından Admin

En son konular
» BAYRAMINIZ KUTLU OLSUN
KORKUSUZ SELİM 39 EmptyPaz Ağus. 19, 2012 2:17 pm tarafından Admin

» NEDEN ÇOK ÜZGÜNÜM
KORKUSUZ SELİM 39 EmptyPerş. Haz. 07, 2012 4:17 pm tarafından Admin

» KATİLLİK NERDE BAŞLAR
KORKUSUZ SELİM 39 EmptyPtsi Haz. 04, 2012 4:24 pm tarafından Admin

» SOR SORUYU
KORKUSUZ SELİM 39 EmptySalı Mayıs 29, 2012 12:20 pm tarafından Admin

» ÜSTÜN DÖKMEN DÖKTÜRDÜ
KORKUSUZ SELİM 39 EmptyÇarş. Mayıs 16, 2012 11:50 am tarafından Admin

» PARA ZAAFI
KORKUSUZ SELİM 39 EmptyPtsi Mayıs 14, 2012 5:50 pm tarafından Admin

» KUL HAKKI
KORKUSUZ SELİM 39 EmptyPerş. Mayıs 10, 2012 2:49 pm tarafından Admin

» DECCAL CENNETİNİ İSTEMİYORUM
KORKUSUZ SELİM 39 EmptyCuma Mayıs 04, 2012 2:06 pm tarafından Admin

» OKUMAK ÇÖZMEKTİR
KORKUSUZ SELİM 39 EmptyPerş. Mayıs 03, 2012 12:34 pm tarafından Admin

Tarıyıcı
 Kapı
 Indeks
 Üye Listesi
 Profil
 SSS
 Arama
Tarıyıcı
 Kapı
 Indeks
 Üye Listesi
 Profil
 SSS
 Arama

KORKUSUZ SELİM 39

Aşağa gitmek

KORKUSUZ SELİM 39 Empty KORKUSUZ SELİM 39

Mesaj  Ayhan Sarıkaya Perş. Eyl. 30, 2010 7:45 pm

Selim, hesabın ödemesini, masaya gelen garsonun uzattığı tabağa bol bahşiş koyarak yaptı.Bu arada:

- Bol köpüklü iki kahve getirir misin?

- Emriniz olur efendim.


Garson, masadan ayrılmıştı ki; Selim birden irkildi. Bakışları, lokantanın dışında siyah arabadan inenlerin üzerinde odaklandı. Altı kişiydiler.İkisini hemen tanıdı.Orhan ve Bekir’i.Tilki Kerim’in adamlarıydı.Diğer dört kişi de onun adamları olmalı diye düşündü. Allah Allah bu da neyin nesiydi böyle. Şimdi bu adamların ne işi vardı burada.Hem de kendisinin bulunduğu saatte.”Baskına mı uğrayacağım yoksa!” diye bir an tereddütte kaldı.

Genellikle böyle yerlerde otururken sırtını duvara dayar, yüzünü giriş kapısına doğru çevirirdi. Bir nevi gelebilecek tehlikeye karşı tedbir alırdı.Bütün mafya babaları hep böyle yapıyordu.

Arabadan inen adamların hareketlerinde her hangi bir agresiflik görmedi. Ama hepsinin de silahlı olduklarını bilmek için kahin olmaya gerek yoktu. Bu alemde silah en büyük ve güvenilir dostu. Her şeyden önce; o, geliyordu.Onsuz hiçbir şey olmuyordu.

Adamlar, içeriye girdiklerinde kesinlikle tanınacağını adı gibi biliyordu. Orhan ve Bekir’in gözünden kesinlikle kaçmazdı.Hiç yoktan silahların konuşmasının da bir anlamı yoktu.Belki adamlar,içeriye girer girmez hepsinin leşini lokantaya sererdi ama ne gereği vardı.Belki kör kurşunlardan biri kendi canını alabilirdi.Ne de olsa hayat tatlıydı.

Hemen zekasının kıvraklığını devreye soktu.Tehlike içeriye girip karşısına gelmeden başının çaresine bakmalıydı.Zamanla yarışıyordu.Masanın üzerinde duran peruğa gözleri takıldı.Peruğu alıp başına taktı.Gözlükleri de gözüne.

Aylin, ne olduğunu anlayamadı.

- Bak, yine çocuklaştın. Çıkar şu başındakini Allah aşkına.Seni doğal halinle görmek istiyorum.

Selim, karşısındaki sevgilisine doğru iyice eğildi.

- Dinle sevgilim! Şu anda düşmanlarım içeriye girmek üzereler. Sen de hiç bozuntuya verme.Buradan bir hengame çıkmadan sağ salim ayrılalım.Olmaz mı?

- Şaka yapmıyorsun değil mi?

- Geriye dönüp bak bakalım,dışarıdaki adamların vaziyetlerine! Şaka yapılacak bir tarafları var mı?

Aylin,işin ciddiyetini kavramakta gecikmedi.Karşısındaki sevgilisi, belalı bir mafya babasıydı.İşin ciddiyeti bunu gösteriyordu.

- Peki!dedi sessizce.Korkmuştu da.Belki de bir silahlı çatışma çıkacak,bir sürü insan ölecekti.Sevgilisinin ölmesini asla kabul edemezdi.Aşkını içerisine kazımıştı bir kez.Söküp atmak imkansızdı.Şimdi oluşabilecek tehlike karşısında heyecanlanmış,ayakları zangır zangır titremeye başlamıştı.

Garson, bol köpüklü kahvelerin servisini yaptı:

- Afiyet olsun efendim!

- Teşekkürler canım!

Garsonun gözleri, lokantanın içerisine yeni giren müşterilerin üzerine takıldı. Birden ürperdi.Bunların yer altı dünyasının adamları olduğunu biliyordu.Biraz öncesi köpüklü kahveyi götürdüğü kişinin de korkusuz bir mafya adamı olduğunu da.

“ Eyvah, şimdi burası kan gölüne dönerse yandım! Diye iç geçirdi. Onunda ayakları zangır zangır titremeye başladı.

- Buyurun efendim,buyurun ağabeylerim!Lokantamıza hoş geldiniz?

Adamlar,hiçbir şey söylemeden sağ köşedeki uzun masaya oturdular.Garson,onların karşısında da el pençe divan duruyordu.

- Emriniz efendim!

Orhan,yanındaki adamlarına dönerek,ne arzu edersiniz dercesine baktı. Onlar da suskun kaldılar,”sen bilirsin dercesine”

- İkişer Adana kebap. Bol acılı olsun. Salata.Tatlılar.Ayrıca;iki büyük rakı.

-Emredersiniz efendim. Elindeki kağıda yemek siparişini yazdı.

Selim, tam karşısında oturan Tilki Kerim’in adamlarını inceden inceye süzüyordu.Gözleri oradaydı.Kendine has bütün tedbirleri almakta gecikmedi.Belinin her iki tarafındaki silahlar hazır bekliyordu.Onlar,içeriye girerlerken namluya mermi sürmüş,emniyet mandalını da açmıştı.En kritik anda hızlı davranıp parmağın tetiğe gitmesi kafiydi. Şimdi beklemek lazımdı. Gereksiz yere panik yapmanın alemi yoktu.

Kahveleri içip bitirmişler, fincanları ters çevirmişlerdi. Fincanın dibindeki kahvenin aşağıya doğru sızmasını beklediler.

Selim,espriyle:

- Hadi bakalım,fala bakmanın zamanı geldi.Önce ben senin falına;sonra da sen benim falıma bakarsın,olmaz mı?

- Peki canım!

Selim,elindeki fincanı sağa sola çevirdi:


- Bak sevgilim,bu gördüğün çizgi var ya sana uzun bir yol yapacağını yani seyahate çıkacağını gösteriyor.Şurada küçük küçük parlayan noktacıklar da;çok para kazanacağını ve zengin olacağının kanıtı.Bak bak!Burada gördüğün kalp biçimi ise ölümsüz bir aşka düşeceğinin işareti.

- Hani,nerede ya?

İyice Selim’in omzuna doğru eğildi.

- İşte canım,burası şu gördüğün kalp değil mi?

Aylin,iyice baktı,fincanın içerisine.Kalbe benzer bir şekil gerememişti ama iş olsun diye.

- Evet şimdi gördüm, kalbi.

- Nerede kalmıştım? Ha! Aştan bahsediyordum değil mi? Seni deli gibi seven bir adamla evlenip yuva kuracak ve çoluk çocuğa karışıp ömür boyu mutlu olacaksınız birlikte… Bu şanlı erkek kim derseniz ,karşınızda efendim.

İkisi birlikte kahkaha attılar. Kahkaha sanki Tilki Kerim’in adamlarına karşı yapılan bir nazireydi.




Ayhan Sarıkaya

Mesaj Sayısı : 207
Kayıt tarihi : 24/07/09

Sayfa başına dön Aşağa gitmek

Sayfa başına dön


 
Bu forumun müsaadesi var:
Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz