Ugur Ozaltin Makaleleri
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.
Arama
 
 

Sonuç :
 


Rechercher çıkıntı araştırma

Arama
 
 

Sonuç :
 


Rechercher çıkıntı araştırma

En son konular
» BAYRAMINIZ KUTLU OLSUN
öykü:MEVSİMLİK KÖLELER(33) EmptyPaz Ağus. 19, 2012 2:17 pm tarafından Admin

» NEDEN ÇOK ÜZGÜNÜM
öykü:MEVSİMLİK KÖLELER(33) EmptyPerş. Haz. 07, 2012 4:17 pm tarafından Admin

» KATİLLİK NERDE BAŞLAR
öykü:MEVSİMLİK KÖLELER(33) EmptyPtsi Haz. 04, 2012 4:24 pm tarafından Admin

» SOR SORUYU
öykü:MEVSİMLİK KÖLELER(33) EmptySalı Mayıs 29, 2012 12:20 pm tarafından Admin

» ÜSTÜN DÖKMEN DÖKTÜRDÜ
öykü:MEVSİMLİK KÖLELER(33) EmptyÇarş. Mayıs 16, 2012 11:50 am tarafından Admin

» PARA ZAAFI
öykü:MEVSİMLİK KÖLELER(33) EmptyPtsi Mayıs 14, 2012 5:50 pm tarafından Admin

» KUL HAKKI
öykü:MEVSİMLİK KÖLELER(33) EmptyPerş. Mayıs 10, 2012 2:49 pm tarafından Admin

» DECCAL CENNETİNİ İSTEMİYORUM
öykü:MEVSİMLİK KÖLELER(33) EmptyCuma Mayıs 04, 2012 2:06 pm tarafından Admin

» OKUMAK ÇÖZMEKTİR
öykü:MEVSİMLİK KÖLELER(33) EmptyPerş. Mayıs 03, 2012 12:34 pm tarafından Admin

En son konular
» BAYRAMINIZ KUTLU OLSUN
öykü:MEVSİMLİK KÖLELER(33) EmptyPaz Ağus. 19, 2012 2:17 pm tarafından Admin

» NEDEN ÇOK ÜZGÜNÜM
öykü:MEVSİMLİK KÖLELER(33) EmptyPerş. Haz. 07, 2012 4:17 pm tarafından Admin

» KATİLLİK NERDE BAŞLAR
öykü:MEVSİMLİK KÖLELER(33) EmptyPtsi Haz. 04, 2012 4:24 pm tarafından Admin

» SOR SORUYU
öykü:MEVSİMLİK KÖLELER(33) EmptySalı Mayıs 29, 2012 12:20 pm tarafından Admin

» ÜSTÜN DÖKMEN DÖKTÜRDÜ
öykü:MEVSİMLİK KÖLELER(33) EmptyÇarş. Mayıs 16, 2012 11:50 am tarafından Admin

» PARA ZAAFI
öykü:MEVSİMLİK KÖLELER(33) EmptyPtsi Mayıs 14, 2012 5:50 pm tarafından Admin

» KUL HAKKI
öykü:MEVSİMLİK KÖLELER(33) EmptyPerş. Mayıs 10, 2012 2:49 pm tarafından Admin

» DECCAL CENNETİNİ İSTEMİYORUM
öykü:MEVSİMLİK KÖLELER(33) EmptyCuma Mayıs 04, 2012 2:06 pm tarafından Admin

» OKUMAK ÇÖZMEKTİR
öykü:MEVSİMLİK KÖLELER(33) EmptyPerş. Mayıs 03, 2012 12:34 pm tarafından Admin

Tarıyıcı
 Kapı
 Indeks
 Üye Listesi
 Profil
 SSS
 Arama
Tarıyıcı
 Kapı
 Indeks
 Üye Listesi
 Profil
 SSS
 Arama

öykü:MEVSİMLİK KÖLELER(33)

Aşağa gitmek

öykü:MEVSİMLİK KÖLELER(33) Empty öykü:MEVSİMLİK KÖLELER(33)

Mesaj  Ayhan Sarıkaya Salı Ağus. 18, 2009 4:15 pm

MEVSİMLİK KÖLELER(FİNAL)


öykü:MEVSİMLİK KÖLELER(33) 43827
Resmi büyük görmek için tıklayın


İlyas,sabah kahvaltısından sonra işçileri alıp yakınındaki fındık bahçesine doğru yöneldi.İlyas,tarafından gönderilen işçiler ise verilen görevi yapmak için canla başla çalışmaya başlamışlardı.

Kadın işçiler de aynı şekilde çalışmalarına devam ediyorlardı. Ellerindeki tırmıklarla tırtıklıyorlar, çotanakların fındıklardan ayrılmasını sağlıyorlardı.

Kahya, Çaltı bey’in evinin arka tarafındaki istif edilmiş olan kavak tahtalarını,depodan da keser,testere,kazma ,kürek ve diğer malzemeleri çıkarıp Ahmet ile Kazım’a teslim etmişti.Onlar da yanındaki yardımcılarıyla birlikte yapılacak işe koyulmuşlardı.Kulübenin perdenin çekildiği kısma birer tane başlara,birer tane de ortalara belirli mesafelerde beş-on ölçülerinde dört adet kalas dayadılar.Sonra da bu kalasların üzerine yanlamasına yukardan aşağıya doğru kavak tahtalarını ışık sızdırmayacak şekilde çivilerle çaktılar...Yan taraftan da giriş kapısını hazırlayıp böylece kadınlara ait kısmı yapmış oldular.

Kadınlara yönelik tuvaletin yapımı ,işçileri biraz uğraştırmıştı.Foseptik çukurunun açılmasında kazmanın ağzına taş takılınca iş,biraz gereksiz yere Ahmet’in inadı yüzünden uzamıştı.Kazım’ın “-Abi, illaki çukuru buraya mı açmak zorundayız.İki metre ileriye yapsak olmaz mı ?“ teklifine kayıtsız kalmış doğru düzgün yanıtlamamıştı bile…Bir çıraktan emir almayı hiç bir zaman onuruna yediremezdi.Bu özelliği,kendi işinde çalıştığı zamanlardan beri geliyordu.Neyse kazmaya takılan taşın etrafını kazdıkça daha da büyümüş neredeyse kaya parçası halini almıştı.Yorulmuşlar, kan ter içerisinde kalmışlardı ama sonuçta çıkarıp kenara yuvarlamışlardı.

Kahya, işçilerle uğraşıp durmuştu.Kadınların çalışmalarını yönlendirmeye çalışmış arada bir onlara yardım da etmişti.Diğer taraftan erkek işçilerin tuvalet yapım işleriyle ilgileniyordu.Öğleden sonra erkek işçilerin işleri bitince onları da çotanakların temizlenmesi işlerine yöneltti.

Çaltı bey,İlyas ile olan son konuşmasından sonra yukardan evinin penceresinden meydanda olup bitenleri izlemiş zaman zaman kahyadan gerekli bilgileri almıştı.İlyas’a ne kadar kızmış olsa da: “ bu uşağın kanında bir gariplik var,hemen kendini sevdiriyo” diye kendi kendine mırıldanmaktan da vaz geçememişti.İlyas’ın davranışlarıyla sanki kendi işine önem veriyormuşcasına titiz davrandığını hissetmiş aynı zamanda da hoşuna gitmişti bu durum…”Nasıl olsa bir iki günlük iş kaldı,ha bitti ha bitecek kimsenin kalbini kırmayayım “ diye düşünüyordu.

İlyas,o gün işçilerle birlikte çalışırken onları yalnız bırakmamak düşüncesiye ocaklar arasında sık sık dolaşıp durmuştu.Hatta iki sefer de atçı Veli ile birlikte gelip gitmişti.Ama dün ki konuşulduğu gibi devrimci gençlerden gelip giden olmadı.”Gelip giden olsa ne yazar “ diye hayıflanmaktan da kendisini soyutlayamadı.Gençlerle nasıl ve ne şekilde konuşacağını çok iyi hesaplamıştı.Öyle kuru kuruya ahkam kesmekle devrimcilik olmayacağının vurgusunu yapacaktı.Hadi benim gibi halkın içerisinde çalışsınlar da göreyim boylarının ölçüsünü diye karşı koymayı bile kafasına koymuştu.Ama her nedense kimseler gelmedi.”Sonra o kadar da önemli değil,nasıl olsa ben halkın içerisindeyim,halkın dışında olanlar düşünsünler “diye kendi kendine teselli de bulundu.
O gün akşam tekrar tekrar toplandıklarında farklı bir neşe vardı sanki aralarında.Herkesin yüzü gülüyor, şakalaşıyorlardı.Şakalaşmalar, gruplar halinde olduğu gibi birbirlerini muhatap alanlar arasında daha samimi şekle bile dönüşmüştü.Hatta içlerinden birisi, eli kulağı atmış “ Niksar’ın Fidanları “türküsünü söylüyordu.İçlerinde bu türküye eşlik edenler de çıkıyordu.





“Şu cerenin kaşı, gözü sürmeli yar yar
Şu cereni nerde bulup sevmeli
Şu cereni sevdiğine vermeli yar yar
Şu cereni nerde bulup sevmeli?

Kalenin bedenleri nanay yavrum nanay
Koyverin gidenleri nanay yavrum nanay
İpek bürük bürümüş yar yar yar yandım
Niksar’ın fidanları nanay yavrum nanay

Hoppa nina ninanay ninanay nay
Ninanay yavrum ninanay nay...

Entarisi aktandır yar yar yar yandım
Ne gelirse haktandır nanay yavrum nanay
Benzimin sarılığı yar yar yar yandım
Her dem ağlamaktandır nanay yavrum nanay”

İşçiler arasındaki hava,sanki işleri bitirmenin yaratmış olduğu sevinçli bir ortama bürünmüştü…İlyas’ın da kendiliğinden doğan bu neşeli havaya katılmasıyla ortalık daha da şenlenmişti.

Çaltı bey bile dışarıdan gelen gürültülere kulak verip de “ ula bu da neyin nesi “diye balkona çıkınca gördüğü manzara karşısında bir anlık o da şaşırmış sonra da “dur bakayım,ben de onlara bir sürpriz yapayım da hiç akıllarından çkmasın” diye içeriye doğru karısına seslenmiş :

“-Kız Fadime ha benim kemençe mi bi getir bakayım”

Kemençe biraz sonra evin balkonundan işçilerin üzerine doğru “Karadeniz oyun havalarını” gönderirken” işçiler coştukça coşmuştu...Sanki meydanda düğün şenliği yapılıyordu.İlk akla gelen gelin ve damadın eksikliğiydi.Kafaları karıştıran ilk soru bu gibiydi…İşçilerin,Çaltı bey’in kendilerine müzik ziyafeti vermesi işçileri alabildiğine çoşturmuştu…

Kemençeden gelen “Oy Eminem” türküsünün nağmeleri ilk kez İlyas’ı meydandaki boşluğa oynaması ve kurtlarını dökmesi için fırlatmıştı.İlyas,bir taraftan oynuyor,diğer taraftan gözleri Kader’in üzerinde, yanına davet ediyordu adeta…Kader,İlyas’ın bu sıcak çağrışımına fazla dayanamadı.İlyas’ın piste fırlayıp da oynamasını görünce yüreği kıpır kıpır olmuştu zaten.O’nu gözlerinin içerisine bakarak bulunduğu yerden keklik gibi sekerek birlikte müziğin ritmine göre oynayıp zıplamaya başladılar.İşçiler bir süre iki sevdalıyı sevecen bakışlarla seyredip aşklarının yüceliğine alkışlarla gönderme yaptılar…Sonra da oynamak isteyenler ileriye doğru fırlayarak İlyas ile Kader’e eşlik ettiler…




Karadeniz,Karadeniz olalı böyle bir efsaneyi ilk kez yaşıyordu…Bu efsane,kulaktan kulağa yayılarak,Karadeniz’in fındık sahipleri arasında da kısa zamanda yayılmış ve sanki bir yarış başlamıştı…Çaltı bey’in namı da haklı olarak Karadeniz’in tamamına dağılmıştı…Her fındık sahibi,

“-Benim Çaltı bey’den ne eksiğim var “ dercesine fındık işçilerine daha farklı jest yapmayı düşünüyor hale gelmişti…


BİTTİ.

AYHAN SARIKAYA

Ayhan Sarıkaya

Mesaj Sayısı : 207
Kayıt tarihi : 24/07/09

Sayfa başına dön Aşağa gitmek

Sayfa başına dön

- Similar topics

 
Bu forumun müsaadesi var:
Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz