Ugur Ozaltin Makaleleri
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.
Arama
 
 

Sonuç :
 


Rechercher çıkıntı araştırma

Arama
 
 

Sonuç :
 


Rechercher çıkıntı araştırma

En son konular
» BAYRAMINIZ KUTLU OLSUN
öykü:BUSE'NİN GÖZ YAŞLARI(1-2) EmptyPaz Ağus. 19, 2012 2:17 pm tarafından Admin

» NEDEN ÇOK ÜZGÜNÜM
öykü:BUSE'NİN GÖZ YAŞLARI(1-2) EmptyPerş. Haz. 07, 2012 4:17 pm tarafından Admin

» KATİLLİK NERDE BAŞLAR
öykü:BUSE'NİN GÖZ YAŞLARI(1-2) EmptyPtsi Haz. 04, 2012 4:24 pm tarafından Admin

» SOR SORUYU
öykü:BUSE'NİN GÖZ YAŞLARI(1-2) EmptySalı Mayıs 29, 2012 12:20 pm tarafından Admin

» ÜSTÜN DÖKMEN DÖKTÜRDÜ
öykü:BUSE'NİN GÖZ YAŞLARI(1-2) EmptyÇarş. Mayıs 16, 2012 11:50 am tarafından Admin

» PARA ZAAFI
öykü:BUSE'NİN GÖZ YAŞLARI(1-2) EmptyPtsi Mayıs 14, 2012 5:50 pm tarafından Admin

» KUL HAKKI
öykü:BUSE'NİN GÖZ YAŞLARI(1-2) EmptyPerş. Mayıs 10, 2012 2:49 pm tarafından Admin

» DECCAL CENNETİNİ İSTEMİYORUM
öykü:BUSE'NİN GÖZ YAŞLARI(1-2) EmptyCuma Mayıs 04, 2012 2:06 pm tarafından Admin

» OKUMAK ÇÖZMEKTİR
öykü:BUSE'NİN GÖZ YAŞLARI(1-2) EmptyPerş. Mayıs 03, 2012 12:34 pm tarafından Admin

En son konular
» BAYRAMINIZ KUTLU OLSUN
öykü:BUSE'NİN GÖZ YAŞLARI(1-2) EmptyPaz Ağus. 19, 2012 2:17 pm tarafından Admin

» NEDEN ÇOK ÜZGÜNÜM
öykü:BUSE'NİN GÖZ YAŞLARI(1-2) EmptyPerş. Haz. 07, 2012 4:17 pm tarafından Admin

» KATİLLİK NERDE BAŞLAR
öykü:BUSE'NİN GÖZ YAŞLARI(1-2) EmptyPtsi Haz. 04, 2012 4:24 pm tarafından Admin

» SOR SORUYU
öykü:BUSE'NİN GÖZ YAŞLARI(1-2) EmptySalı Mayıs 29, 2012 12:20 pm tarafından Admin

» ÜSTÜN DÖKMEN DÖKTÜRDÜ
öykü:BUSE'NİN GÖZ YAŞLARI(1-2) EmptyÇarş. Mayıs 16, 2012 11:50 am tarafından Admin

» PARA ZAAFI
öykü:BUSE'NİN GÖZ YAŞLARI(1-2) EmptyPtsi Mayıs 14, 2012 5:50 pm tarafından Admin

» KUL HAKKI
öykü:BUSE'NİN GÖZ YAŞLARI(1-2) EmptyPerş. Mayıs 10, 2012 2:49 pm tarafından Admin

» DECCAL CENNETİNİ İSTEMİYORUM
öykü:BUSE'NİN GÖZ YAŞLARI(1-2) EmptyCuma Mayıs 04, 2012 2:06 pm tarafından Admin

» OKUMAK ÇÖZMEKTİR
öykü:BUSE'NİN GÖZ YAŞLARI(1-2) EmptyPerş. Mayıs 03, 2012 12:34 pm tarafından Admin

Tarıyıcı
 Kapı
 Indeks
 Üye Listesi
 Profil
 SSS
 Arama
Tarıyıcı
 Kapı
 Indeks
 Üye Listesi
 Profil
 SSS
 Arama

öykü:BUSE'NİN GÖZ YAŞLARI(1-2)

2 posters

Aşağa gitmek

öykü:BUSE'NİN GÖZ YAŞLARI(1-2) Empty öykü:BUSE'NİN GÖZ YAŞLARI(1-2)

Mesaj  Ayhan Sarıkaya Çarş. Ağus. 26, 2009 4:51 pm

BUSE’NİN GÖZ YAŞLARI !..


öykü:BUSE'NİN GÖZ YAŞLARI(1-2) 44385
BUSE’NİN GÖZ YAŞLARI(2) !.


öykü:BUSE'NİN GÖZ YAŞLARI(1-2) 44422
Resmi büyük görmek için tıklayın


Buse’nin çocukken en çok korktuğu kendisine iğne yapılmasıydı.Ebe ya da hemşirenin elinde enjektörü gördüğü zaman;kendisine her ne kadar “Korkma canım,gülüm,bir tanem,çiçeğim” gibi tatlı,gönül okşayıcı sözler söylenilmiş olunsa da başına gelecekleri çok iyi sezinliyordu. İğnenin acı gerçeği ile altı yedi yaşlarındayken;geçirmiş olduğu ateşli bir hastalık dolayısıyla tanışmıştı.O zamanlar mevsimlerden kışdı.Kış mevsimi,acımasız soğunu ve şiddetini alabildiğine şehrin üzerine kusuyor insanları kasıp kavuruyordu.Bir gün;Buse,ansızın hastalanmış,ateşlenmeye ve kesik kesik öksürmeye başlamıştı.

Annesi,koca karı ilaçlarıyla Buse’nin öksürük ve ateşini düşürmeye çalışsa da başarılı olamamıştı.Önce sağlık ocağına gitmiş,sağlık ocağındaki doktorun yazmış olduğu şuruplar,öksürüğün hızını birazcık azaltmış olsa da ateşi düşmemişti.Sağlık ocağına gidene kadar da herhangi bir sosyal güvencesi olmadığı için “yeşil kartın” nasıl çıkarılacağı ve neler yapması hakkında bilgiler toplamıştı.

Muhtarlık,tapu ve belediyedeki işlemlerini de tamamladıktan sonra tek sosyal güvencesi olan “yeşil kartını” alınca Buse’yi Amasya Devlet hastanesi çocuk polikliniğine götürmüştü.Bütün bu işlemleri tek başına kotarmıştı.

Kocası Cemal,kızının hastalığı karşısında da kayıtsız kalıyor,kılını bile kıpırdatmıyordu.Hala “nasıl olsa kız çocuğu” düşünceleri içerisinde umarsızca günlerini geçirmekle meşguldü.Onun gözünde varsa yoksa erkek evlattı.

Karısı Raziye de istediği erkek çocuğunu bir türlü doğurmayınca,hem kendi dünyasına küsmüş,hem de eviyle ilişkisini kesmişti.Sabah evden çıkıyor,akşam geç saatlere kadar dışarıda zaman öldürüyordu.İş bulursa günlük amelelik işlerine gidiyordu.Üç gün iş bulur da çalışırsa dört gün yatıyordu.Doğru düzgün bir sanatı da yoktu.Sıradan bir insan portesi çizmeye devam ediyordu.Son zamanlarda iş bulsa da eski gençlik yıllarındaki gücünden yoksun olduğu için çalışmakta isteksiz davranıyor,kahvede oturup zaman öldürmeyi yeğliyordu.

Buse’nin babasının yüzünün güldüğünü bir kez olsun kimse görmemişti.Yüz mimikleri,katı ve soğuktu.İlk görünüşte karşısındaki insana ürpertiyle karışık korku bulutları saçıyordu.Geriye ve yukarıya doğru uzanan kalın kaşlarının altında derine kaçmış iki siyah gözler,ok gibi fırlıyordu ileriye doğru.Yüzünün bu haliyle bıyıklarının kalın hali,sakallarının her zaman bakımsız ve kirliliğiyle bütünleşiyor daha da korkunç bir porte çiziyordu.

Buse’nin hastalığı karşısında kayıtsız kalmaya devam ediyor,ruhsuz ve gaddar haliyle etrafa öfke kusmaya devam ediyordu...

“-Şu gızlar bir an büyüseler de kör topal gelen talihlilere satıp kurtulsam,kendime sermaye yapsam,başka ne işe yararlar ki zaten. Ah ulan kancık Raziye,bana bir erkek evlat doğurmadın ya sana dizlerimin hakkımı helal etmiyorum..” diye sızlanıp durur,bazen de karısına amaçsızca homurdanırdı.O haliyle Raziye’nin karşısında kocası değil de ormandan kaçmış kıllı bir ayı izlenimi veriyordu.Karısı Raziye de kayıtsız kalmayıp öfkelenir ama öfkesini belli etmeden içinden,

“ Ormanlardaki ayılar,senden daha insaflıdır.Hiç olmazsa onların dişisine ve yavrularına karşı ilgisi ve korumacılığı vardır.Senin domuzdan farkın yok Allah’ın belası”diye intizarda bulunurdu.

Amasya Devlet Hastanesi çocuk polikliniğindeki uzman doktor,Buse’nin akciğerlerini dinlemiş film ve kan tahlillerinden sonra ise daha bir enine boyuna teferruatıyla gözden geçirmişti.Filmleri, ışığa tutup baktığında akciğerlerinin alt kısmında ince bir bulut şeklinde beyaz lekenin olduğunu görünce hemen Buse’nin annesini uyarmıştı.Yazmış olduğu reçetedeki ilaçları kullanmasını,yirmi tane antibiyotiğin iğneyle vücuda alınmasının şart olduğu telkininde bulunmuştu.

Raziye,analığın vermiş olduğu şefkat duygularının coşmasıyla kızının üzerine daha fazla titreyerek, koruyucu bir melek gibi kol kanat germişti.Her gün on iki saat arayla Buse’nin iğnelerini yaptırmıştı.Yirmi günün bitiminde doktorun,

“Hadi geçmiş olsun,kızınız hastalığı atlattı.Allah O’nu size bağışlamış” sözleriyle rahatlamış,dünyalar onun olmuştu adeta.Kadıncağız eve geldiğinde kızına sarılıp sevinçten ağlamış,Buse’nin kokusunu ciğerlerine doldurmuş,

“-Kızımın bir telini bile dünyalara değişmem” diye sevinç gösterisinde bulunmuştu.

İşte altı yedi yaşlarındayken geçirmiş olduğu bu ateşli hastalık sürecinde Buse’nin korkuları, iğneye karşı beyninde farklı çağrışımların doğmasına sebep olmuştu.Kalçasından iğne yapılması,O’nun için kabustu.Her iğne yapılmasında tüyleri diken diken olur,yaygarayı koparırdı.

Böylece o yaşta bilinç altına yerleşen bu korku,ileriki yaşlarda O’nun farklı bir pencereden bakıp sağlık konusunda farklı değerlendirmelerine vesile olmuştu.Artık iğneden korkulmaması,iğnenin insanların sağlığının düzelmesinde etkin rol oynadığı ve olumlu bir işlevi olduğu gerçeğine inanıyordu.Böylece geçirmiş olduğu bu deneyiminden sonra ilkokul ve ortaokul yıllarında kendisine belirlediği hedefi “hemşire “ olmak önce çocuklara sonra da yetişkinlere daha doğrusu bütün insanlara yardımcı olmayı bilinç altına yerleştirmişti…



(devam edecek)


AYHAN SARIKAYA

NOT:Bu öykü,gerçek yaşamdan alınmıştır.Kahramı, “Buse” şiirimdeki kadındır.

Resmi büyük görmek için tıklayın


Buse,hemşirelik okuluna gideli henüz yeni olmuştu.Birinci sınıfın birinci dönemindeydi.İlkokuldan bu tarafa tek ideali,hemşire olmayı kafasına koymuştu bir kez.Hemşire olmak,sağlık kolejini kazanmak için ortaokul son sınıfındayken geceli gündüzlü derslerine çalışmış,sınavların sonucunda da başarı göstererek özlemini çektiği hedefine ulaşmıştı nihayet.Sağlık kolejini kazanınca dünyalar onun olmuştu sanki.Artık hedefine adım adım ilerleyeceğini adı gibi biliyordu,doğrusu.Kendisini öyle şartlandırmış,kendisine inancını öyle kabullenmişti.

Buse,yaşıtlarına göre daha erken taa ilkokul beşten itibaren serpilmeye başlamıştı.Ortaokul son sınıfa geldiğinde ise daha da gösterişli bir kız olup çıkmıştı.Etraftaki erkeklerin hemen ilgisini,meraklı cinsellik kokan bakışları üzerinde topluyordu.Göğüsleri zamanından önce tombullaşmış,yürürken kımbıl kımbıl ediyorlardı.Bu da gençlerin yüreğini hoplatmaya yetiyor da artıyordu.

İlk “adet görme” olayında panikledikten sonra bilmediği gizemli olan cinsel konuları,korku olmaktan çıkarıp kendi emsali arkadaşlarına sormasına rağmen,onlardan da sağlıklı bir yanıt alamayınca;bu konuyu daha fazla eşelemektense sükut etmeyi yeğlemişti.Ama aklına koymuştu bir kez.İlk kan ve sonucunda duyulan korku,doğrusu kendisini sarsmıştı.Cinselliğin tartışılmayan bir tabu olduğu gerçeğini kabulleniyor bu gizemli meseleyi eninde sonunda derinlemesine öğrenip,genç kızlara ve kadınlara öğretmeye yemin etmişti,kendi kendisine…

Hemşire olma tutkusunun içerisinde bu sorunlar yattığı gibi zavallılara,yaşlılara,hasta-
lara yardım etme aşkıyla da yanıp tutuşuyordu.Hiç yolu yok kafasına beyaz kepi takacak,süt beyaz elbiseyi üzerine geçirecekti.

O yıl Samsun Sağlık Kolejini kazanınca kuşlar gibi sevinmiş,dünyalar O’nun olmuştu.Baba ocağından ilk kez ayrılacaktı.İçinde dört kız kardeşinden ayrılacak olmanın burukluğu olmasına rağmen,gizliden gizliye seviniyordu da.Gizliden gizliye sevindiği taraf ise babasından uzaklaşması olacaktı.Maalesef Buse’nin bir gerçeğiydi babasına karşı sevgi duymaması.Kız arkadaşları,babalarından sevgiyle bahsettiklerinde Buse ise bu konuda kayıtsız kalıyor,sükut etmeyi tercih ediyordu.Babası hakkında en ufak bir olumlu bir şey anlatmıyordu.Belki de anlatacak bir şey bulamıyor,müspet bir izlenip belleğinde canlı olarak tutamıyordu.Baba olgusunu var ve yok saymak ikilemi içerisinde debelenip duruyordu.

Babasının bir kez olsun kendisine “ yavrum” kelimesini söylemiş olmasını bırak kız kardeşlerine dahi güler yüzle yaklaştığını bile görememişti.Halbuki babası olarak onun sevgi ve şefkatine ne kadar da ihtiyacı vardı.Babası ise Buse ve diğer kardeşlerini kız çocukları olduğundan itici güç olarak görüyordu.

Babası Cemal,ilk çocuğunun erkek olmasını istiyordu.Buse’nin dünyaya gelişiyle hayalleri yerle bir olmuş,yıkılıp kalmıştı.Buse’yi hiçbir zaman kucağına alıp sevmediği gibi O’dan uzak durmuştu.O da yetmiyormuş gibi bir taraftan da karısına sitemli sözlerle saldırmaktan da geri kalmıyordu.

“Niye erkek doğurmadın?Kahvede otururken yerin dibine giriyorum.Etrafımdaki insanların benimle dalga geçtiklerini sanıyorum.Şöyle bir göğsümü gere gere benimde aslan gibi,koç gibi erkek çocuğum var diyemiyorum.Gür sesle konuşamıyorum.Karı gibi sus pus.Milletin konuşmaları diken batıyormuş gibi geliyor bana.” Konuşmalarıyla karısının başının etini yemekten geri kalmıyordu.

“İkinci çoçuğu kesinlikle erkek istiyorum ha” diye de peşin peşin şart koşuyordu karısına.Sanki kadıncağızın elindeymişcesine her şey…

Babası Cemal’in bu baskılarına karşılık annesi Raziye,çaresiz kalıyor ne yapacağını bilemiyordu.Daha Buse’nin dünyaya gelişiyle “Niye erkek değil” baskılarıyla kocası çekilmez olmuştu.Dayanılacak gibi değildi.Her şey çığırından çıkmış gibiydi.Kaçıp babasının evine dönmeyi çok kez kafasına koymuştu ama naçar kalıyordu.Biliyordu ki
“Beyaz gelinlikle giden bir kızın her şeye rağmen beyaz kefenle çıkmasının zorunlu olduğuna”Bu kalıplaşmış törenin yıkılıp atılması imkansız görünüyor buna boyun eğmekten başka çaresi olmadığına boynu bükük razı oluyordu.Kadıncağızın ağzı var dili yoktu.Kocasının karşısında el pençe divan duruyordu.

Annesi Raziye,Buse’nin doğumundan kırk gün sonra yine hamile kalmıştı.Babası,yine erkek çocuk hayalleri kurmaya başlamış “Bu sefer kesin erkek olacak” diye kendisini şartlandırmıştı.Raziye ise içten içe dua ediyor yaradanına yalvarıyordu.” Bu sefer inşallah erkek olur da kurtulurum bu zalimin kaprislerinden” diye.

Doğum sancıları yanaşıp da ilk su gelişinin emareleri kendisini gösterdiğinde komşusu Emine’ye halini zor ulaştırmış,Emine’nin ellerinde ikinci çocuğunu doğurmuştu.Bu da kız olunca kahrından ölmüştü adeta.Aslında bu ikinci doğumda da canından bir can çıktığı için analığın kutsak duyguları ile sevince boğuluyordu ama karşısında kocasının bir canavar gibi dikileceği gözlerinin önüne geldikçe yıkılıyor,bütün sevinçlerini unutuyordu.İkinci kızlarının adları ebe Emine’den dolayı “Emine” konmuştu.

Kocasının ise karısının loğusa haline aldırmadan göstermiş olduğu tepki çok sert olmuştu.”Ulan avrat,benim tohumda mı bir bozukluk var yoksa senin tarlada mı bir bozukluk var anlamış değilim.” Derdi.Uzun zaman karısı ile küs gibi olmuşlardı.Kahvede soranlara ise “oğlan” oldu yalanını söylemekten çekinmezdi.Tabi bu yalanı,fazla sürmemiş gerçek ortaya çıkmıştı.Bebek görmeye giden komşu kadınlar,durumdan haberdar etmişlerdi kendi kocalarını…Cemal ise hala “erkek” saplantısı içerisinde geriye doğru yaslanıp oturdukça etraftakiler bıyık altından gülüyorlar ama belli etmiyorlardı…Cemal ise hala “erkek” erkek” diye kendi kendine mırıldanmaya devam ediyordu.

Buse,sağlık kolejinin birinci sınıfındaydı artık.Okula ve arkadaşlarına hemen uyum sağlamış kendisini kısa zamanda sevdirmişti.Derslerde de başarılı olup öğretmenlerinin gözlerine de girmişti.Güleç yüzlü,şen şatrak bir dış görünümüyle pozitif bir özellik çiziyordu.Buse’nin kendine göre ayrı bir çekiciliği vardı sanki.Zaten bu özelliği ortaokul sıralarından beri yavaş yavaş kendisini göstermekteydi.Bluğ çağını çok kısa zamanda atlatmış,hızlı bir vücut gelişimi kendisini göstermişti.Göğüsleri,biraz daha büyümüş bu yaşta 90 numara sutyenler,memelerini kapatmakta zorlanıyordu.Her ne kadar vücudu yetişkin bir kızın vücut anatomisini yansıtıyorsa da hala çocuk ruhu ön plana çıkıyordu.Gülüp oynuyor,yüreği kıpır kıpır ediyordu…Yerinde duramıyordu…Cevvaldı…Güzel günlerin özlemini çekmekteydi…



(devam edecek)

Ayhan Sarıkaya

Mesaj Sayısı : 207
Kayıt tarihi : 24/07/09

Sayfa başına dön Aşağa gitmek

öykü:BUSE'NİN GÖZ YAŞLARI(1-2) Empty Geri: öykü:BUSE'NİN GÖZ YAŞLARI(1-2)

Mesaj  Admin Perş. Ağus. 27, 2009 9:57 am

Yeni hikayeniz hayırlı olsun.
Güzel bir başlangıç olmuş bende ilgiyle takip edeceğim inş

Kutluyorum
Admin
Admin
Admin

Mesaj Sayısı : 629
Kayıt tarihi : 10/05/09
Yaş : 57
Nerden : manisa

http://www.ugurozaltin.tr.cx

Sayfa başına dön Aşağa gitmek

Sayfa başına dön

- Similar topics

 
Bu forumun müsaadesi var:
Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz