FELSEFECİ FİRAVUN

[Admin]

ESBAB - SEBEPLER

FELSEFECİ FİRAVUN

MÜMİN SURESİ
36-) Ve kale fir’avnü ya hamanübni liy sarhan lealliy eblüğul’ esbab;
Fravun dedi ki: “Ey Haman!... Benim için bir sarh (yüksek bir kule, felsefi sistem) bina et, belki o sebeplere (yollara) ulaşırım”.
37-) Esbabes Semavati feattalia ila ilahi Musa ve inniy le ezunnühu kaziba* ve kezâlike züyyine li fir’avne suü amelihi ve sudde anis sebiyl* ve ma keydü fir’avne illâ fiy tebab;
“Semavat’ın sebeplerine (yollarına)... Bu sayede Musa’nın ilahına muttali olurum (belki)... Muhakkak ki ben Onu yalancı zannediyorum”... Böylece fravun’a amelinin kötülüğü süslendirildi ve (hakikatına giden) yoldan men’edildi... Fravun’un tuzağı (yöntemi) ancak bir hüsran içindedir (boşa çıkar, kaybeder).

SAD Suresi
10-) Em lehüm mülküs Semavati vel Ardı ve ma beynehüma* felyerteku fiyl esbab;
Yoksa Semavat’ın, Arz’ın ve ikisi arasındakilerin (fiillerin, oluşların) mülkü onların mı?.. Eğer öyle (mülk onların) ise, sebepler (yollar; esma ve sıfatlar) içinde irtıka’ etsinler (yükselsinler, terakki etsinler) !.

BAKARA Suresi
166-) İz teberraelleziynet tübiu minelleziynettebeu ve raevül azabe ve tekattaat Bihimül esbab;
O zaman kendilerine tabi olunanlar, azabı görerek kendilerine tabi olanlardan uzaklaşıp gitmişlerdir... Ve aralarındaki esbab (sebepler, bağlar, B gerçeğince) parçalanıp kopmuştur.

Hayata ve olaylara ZAHİR gözüyle bakıp gördüklerine göre kararlar alanlar, yaşamlarını felsefe üzerine oturtanlar BATIN gözleri kör olanlar ömürleri boyunca ŞÜPHEYE-ikileme düşmek durumundadırlar.

İslam hukuku hem ZAHİR hemde BATIN ilmi ile bakıp görebilenlerin hukukudur.Yani Zahiri ve batını birleştirebilmiş ve hayata TEKLİK penceresinden bakabilenlerin kararları doğru, hedefine ulaşabilen adımlar atanlar.

Beşeri hukuk ise olaylara sadece zahir penceresinden bakar ve çoğunluklada yanlış kararlar verirler.Bu durumu daha önceki makalemde de yazmıştım şimdi daha detaylı ve bol örneklerle anlatmak istiyorum.

Geçen akşam tv de ARKA SOKAKLAR dizisini seyrederken bu konuyu daha detaylı düşündüm.Beşeri hukukun ne kadar yetersiz olduğunu yaşantımızdaki bir çok örnekten bulabiliriz.Dizide, okulda bir erkeğin kız arkadaşını sürekli taciz eden,sulanan,laf atan bir gencin nelere sebep olduğu ve kızın erkek arkadaşının da polis babasının silahını evden alıp tacizci çocuğu korkutmak isterken silahın kaza ile ateşlenmesi sonucu kız arkadaşını öldürmesi anlatıldı dizide.

Beşeri- hukuk - ŞERİAT HUKUKU silah kimin elinde ise onu hemen yakaladı ve tutukladı.
Olayı TARİKAT HUKUKU ele almış olsaydı olayların başlangıcı diğer tacizci çocuğu da yargılar ve cezalandırırdı.Hayra ve şerre sebep olanda o sonuca ortaktır usulünce taciz eden çocukta suça dahil edilirdi.
Gerçek anlamda HAKİKAT HUKUKU ise <<herkesin hak ettiğine mutlaka kavuştuğundan>> hareketle önce evde silahını ulu orta yerde bırakan polis babanın ihmalkarlığının sonucuna ulaştığını, cahil evladın silahla oyun olmayacağını sevdiği kızı vurarak öğrendiğine, tacizci gencinde cinayete sebep olmanın sonuçlarını görmekle zaten gerekli derslerin alındığına karar verir babanın işten atılmasına, oğlunun hapsine ve sebep olanında diğeri kadar hapsine karar verirdi.

Şeriat, tarikat ve hakikat hukukları 3 ayrı hukuk değildir.Sakın böyle anlaşılmasın.Aynen bir üzümün koruk, üzüm ve şarap hali gibi veya suyun katı sıvı gaz hali gibi olaylarında değerlendirilmesindeki derinliklerin hesaba katılması gerektiği ve sadece görünen yüzün yanılgılara sebep olabileceği ve doğru kararlar verebilmek için görülmeyen etkenlerinde hesaplanabilmesi gerekliliği vadır.

Musa a.s ile Hızır a.s ın beraber yaptıklar yolculukları Kuran da anlatılır.Bu kıssa düşünenlere iyi bir örnektir.
29.01.2008
UĞUR ÖZALTIN