Arama
Arama
En son konular
En son konular
Din ve bilim çelişmiyor ki...
1 sayfadaki 1 sayfası
Din ve bilim çelişmiyor ki...
Francis bacon, bilimsel araştırma yönteminin felsefesel içeriğini saptayarak tümevarımı şöyle tanımlamıştır: “bilmek için sınamak, gözlemlemek, olayları çözümlemek ve sonra ayrı olaylardan genellemeler yapmak ve sonuçlar çıkarma yöntemi” .
tümevarım yöntemi , bilimsel önemini 17. ve 18. yüzyıllarda kazanmış ve francis bacon, galile , newton ve john stuart mill’in katkılarıyla bir hayli gelişmiştir.
diyalektik materyalizm, tümevarımla tümdengelimi, bilgi sürecinin, birbirlerini belirleyen ve kopmaz bir bağımlılık içinde bulunan yanları olarak görür; ayrı ayrı yeterli bulmaz ve bunlardan birinin saltıklaştırılmasına karşıdır. tümevarımla tümdengelimin bağımlılığı, kuramla kılgının bağımlılığı gibidir. deneysel verilerden kuramsal sonuçlar çıkarılırken (tümevarım) o kuramsal sonuçları deneyleyerek (tümdengelim) doğrulamak gerekir.
Görünmeyenden görünene bakmak (tümdengelim "doğrulama") görünenden görünmeyene bakmak (tümevarım "araştırma")...
Araştırma ve doğrulama ile TENZİH ve TEŞBİH arasında bir bağlantı var mıdır acaba ? Yoksa aynı konuların farklı zeminlerde dillendirilişi mi bunlar ?
Görülmeyeni görülenlerle anlatmak yada görülenlerde görülmeyeni seyretmek.Görülemeyen görülebilenlerde seyredilebilir mi ? Parkın karşısındaki evin penceresinden dışarı bakan birisi dışarıdaki esen rüzgarın varlığını nasıl bilir ? Uçuşan yapraklardan eğilip kalkan ağaç dallarından ve yerlerde yuvarlanan gazete ve çöplerden değil mi ?
Dünyanın yuvarlaklığı da aynı şekilde belirli mantıksal kurallarla açıklandı.Ay a seyahatinde hayali olmadığı düşünüldü ve gerçekleştirildi.
Örnekten kurala hedefe varmak ve kuraldan örneğe bakabilmek.İnsan beyninin sayısal ve sözel ağırlıklı 2 lobuyla da bu konu ilintili bence.Sayıların sözlere çevrilmesi yada sözlerin sayılara döndürülmesi düşünen beyinlerin ilginç bir beyin jimnastiğidir.Sayısal ağırlıklı beyinler ile sözel ağırlıklı beyinler farklı çalışırlar.
Birçok test sonucunda, beynin sol lobunun, konuşma, matematiksel işlemler, diziler, sayılar ve analiz gibi konularda çok üstün olduğu, mantıklı ve doğrusal çalıştığı tespit edildi.
Araştırma sonuçları beynin sağ lobunda da, ritm, hayal kurma, renkler, boyut, hacim, müzik gibi fonksiyonların icra edildiğini ortaya koymaktadır. Beynin sol tarafı bilgiyi mantıklı ve doğrusal olarak işlemekte, sağ lop ise artistik tarafı oluşturmakta, detaydan çok resmin bütünüyle ilgilenmekte ve bilgiyi şekil ve hayal gücüyle işlemektedir.
Sağ lobun duygular, inanma ve hayallerin etkisinde olduğu ve fotoğrafik, yani bütünsel öğrendiği ortaya çıktı. Bu yüzden bilgiyi sıra ile işleyen sol lobun aksine sağ lobun öğrenmede çok daha hızlı ve etkili olduğu anlaşıldı. Ayrıca, insanın mucitlik ve üretkenlik kısmı sağ lob fonksiyonları arasında yer almaktadır.
Sadece sol lobu gelişmiş olan ve bu lobu iyi kullanan insanların üretken düşünebilmesi sağ loplarını da geliştirmelerine bağlıdır (gerekir). Öğrendikleri konuları ve formüllerden yeni şeyler üretebilmeleri ancak beynin sağ lobunu işin içine katmaları ile mümkündür.
Beynin her iki lobu birbirini tamamlayan fonksiyonlara sahiptir. Her iki lob arasında yoğun sinir lifinden oluşan ‘korpus kallosum’ ağ demeti bulunur. Bu ağ, beynin sağ ve sol lobu arasında sürekli bilgi alışverişinin yapılmasını sağlayan bir köprüdür.
Sağ beyin yaratıcılığı, duygusallığı, seslere ve renklere, hayal gücüne, sezgilere ve soyut algılamalara daha yatkın çalışırken; sol beyin mantıklı, sistematik ve analitik düşünmeye, yazı ve sayılara, ölçme, değerlendirme ve eleştirmeye daha yatkın olarak çalışmaktadır. Beyinlerinin bir yarısını diğerine göre daha iyi kullanan kişiler, diğer boyutta çalışan yarıküre’nin yeteneklerine ihtiyaç duyduklarında zorlanırlar ve başarısız olurlar.
ALNIMIZ - ÖN BEYİN
Bilgilerin saklanması için asetil kolin adlı maddeyi üreten bazal ön beyin
Dini terminolojide <<kitabını sağından alanlar>> veya <<kitabını solundan alanlar>> tanımlamalarını beyni tanıdıkça daha iyi anlamaktayız.Kitap : bilgi olarak düşünürsek BİLGİYİ SAĞINDAN veya SOLUNDAN ALMAK ve de <<kör şeytan>> ile <<deccalın sağ gözünün kör olması >>hepsi birlikte düşünüldüğünde beynin çalışma düzeni ile dini kavramların hiç de ters düşmediği anlaşılmaktadır.
Bilgilerin saklanması için asetilkolini üreten önbeyin ile <<secde olayını>> birlikte düşünürsek yine ilginç sonuçlara varabiliriz.Secde de kan beyne hücum eder ve alnımız yerle bir olmuştur.Yerle bir olmak ne demektir ? Zelzele görmüş bina misali yerle bir olan harabe gibi hissetmek gerekir secdede.Kıyamdaki VAR dan , secdedeki YOKa.
22 kasım 2007
uğur Özaltın
tümevarım yöntemi , bilimsel önemini 17. ve 18. yüzyıllarda kazanmış ve francis bacon, galile , newton ve john stuart mill’in katkılarıyla bir hayli gelişmiştir.
diyalektik materyalizm, tümevarımla tümdengelimi, bilgi sürecinin, birbirlerini belirleyen ve kopmaz bir bağımlılık içinde bulunan yanları olarak görür; ayrı ayrı yeterli bulmaz ve bunlardan birinin saltıklaştırılmasına karşıdır. tümevarımla tümdengelimin bağımlılığı, kuramla kılgının bağımlılığı gibidir. deneysel verilerden kuramsal sonuçlar çıkarılırken (tümevarım) o kuramsal sonuçları deneyleyerek (tümdengelim) doğrulamak gerekir.
Görünmeyenden görünene bakmak (tümdengelim "doğrulama") görünenden görünmeyene bakmak (tümevarım "araştırma")...
Araştırma ve doğrulama ile TENZİH ve TEŞBİH arasında bir bağlantı var mıdır acaba ? Yoksa aynı konuların farklı zeminlerde dillendirilişi mi bunlar ?
Görülmeyeni görülenlerle anlatmak yada görülenlerde görülmeyeni seyretmek.Görülemeyen görülebilenlerde seyredilebilir mi ? Parkın karşısındaki evin penceresinden dışarı bakan birisi dışarıdaki esen rüzgarın varlığını nasıl bilir ? Uçuşan yapraklardan eğilip kalkan ağaç dallarından ve yerlerde yuvarlanan gazete ve çöplerden değil mi ?
Dünyanın yuvarlaklığı da aynı şekilde belirli mantıksal kurallarla açıklandı.Ay a seyahatinde hayali olmadığı düşünüldü ve gerçekleştirildi.
Örnekten kurala hedefe varmak ve kuraldan örneğe bakabilmek.İnsan beyninin sayısal ve sözel ağırlıklı 2 lobuyla da bu konu ilintili bence.Sayıların sözlere çevrilmesi yada sözlerin sayılara döndürülmesi düşünen beyinlerin ilginç bir beyin jimnastiğidir.Sayısal ağırlıklı beyinler ile sözel ağırlıklı beyinler farklı çalışırlar.
Birçok test sonucunda, beynin sol lobunun, konuşma, matematiksel işlemler, diziler, sayılar ve analiz gibi konularda çok üstün olduğu, mantıklı ve doğrusal çalıştığı tespit edildi.
Araştırma sonuçları beynin sağ lobunda da, ritm, hayal kurma, renkler, boyut, hacim, müzik gibi fonksiyonların icra edildiğini ortaya koymaktadır. Beynin sol tarafı bilgiyi mantıklı ve doğrusal olarak işlemekte, sağ lop ise artistik tarafı oluşturmakta, detaydan çok resmin bütünüyle ilgilenmekte ve bilgiyi şekil ve hayal gücüyle işlemektedir.
Sağ lobun duygular, inanma ve hayallerin etkisinde olduğu ve fotoğrafik, yani bütünsel öğrendiği ortaya çıktı. Bu yüzden bilgiyi sıra ile işleyen sol lobun aksine sağ lobun öğrenmede çok daha hızlı ve etkili olduğu anlaşıldı. Ayrıca, insanın mucitlik ve üretkenlik kısmı sağ lob fonksiyonları arasında yer almaktadır.
Sadece sol lobu gelişmiş olan ve bu lobu iyi kullanan insanların üretken düşünebilmesi sağ loplarını da geliştirmelerine bağlıdır (gerekir). Öğrendikleri konuları ve formüllerden yeni şeyler üretebilmeleri ancak beynin sağ lobunu işin içine katmaları ile mümkündür.
Beynin her iki lobu birbirini tamamlayan fonksiyonlara sahiptir. Her iki lob arasında yoğun sinir lifinden oluşan ‘korpus kallosum’ ağ demeti bulunur. Bu ağ, beynin sağ ve sol lobu arasında sürekli bilgi alışverişinin yapılmasını sağlayan bir köprüdür.
Sağ beyin yaratıcılığı, duygusallığı, seslere ve renklere, hayal gücüne, sezgilere ve soyut algılamalara daha yatkın çalışırken; sol beyin mantıklı, sistematik ve analitik düşünmeye, yazı ve sayılara, ölçme, değerlendirme ve eleştirmeye daha yatkın olarak çalışmaktadır. Beyinlerinin bir yarısını diğerine göre daha iyi kullanan kişiler, diğer boyutta çalışan yarıküre’nin yeteneklerine ihtiyaç duyduklarında zorlanırlar ve başarısız olurlar.
ALNIMIZ - ÖN BEYİN
Bilgilerin saklanması için asetil kolin adlı maddeyi üreten bazal ön beyin
Dini terminolojide <<kitabını sağından alanlar>> veya <<kitabını solundan alanlar>> tanımlamalarını beyni tanıdıkça daha iyi anlamaktayız.Kitap : bilgi olarak düşünürsek BİLGİYİ SAĞINDAN veya SOLUNDAN ALMAK ve de <<kör şeytan>> ile <<deccalın sağ gözünün kör olması >>hepsi birlikte düşünüldüğünde beynin çalışma düzeni ile dini kavramların hiç de ters düşmediği anlaşılmaktadır.
Bilgilerin saklanması için asetilkolini üreten önbeyin ile <<secde olayını>> birlikte düşünürsek yine ilginç sonuçlara varabiliriz.Secde de kan beyne hücum eder ve alnımız yerle bir olmuştur.Yerle bir olmak ne demektir ? Zelzele görmüş bina misali yerle bir olan harabe gibi hissetmek gerekir secdede.Kıyamdaki VAR dan , secdedeki YOKa.
22 kasım 2007
uğur Özaltın
1 sayfadaki 1 sayfası
Bu forumun müsaadesi var:
Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
Paz Ağus. 19, 2012 2:17 pm tarafından Admin
» NEDEN ÇOK ÜZGÜNÜM
Perş. Haz. 07, 2012 4:17 pm tarafından Admin
» KATİLLİK NERDE BAŞLAR
Ptsi Haz. 04, 2012 4:24 pm tarafından Admin
» SOR SORUYU
Salı Mayıs 29, 2012 12:20 pm tarafından Admin
» ÜSTÜN DÖKMEN DÖKTÜRDÜ
Çarş. Mayıs 16, 2012 11:50 am tarafından Admin
» PARA ZAAFI
Ptsi Mayıs 14, 2012 5:50 pm tarafından Admin
» KUL HAKKI
Perş. Mayıs 10, 2012 2:49 pm tarafından Admin
» DECCAL CENNETİNİ İSTEMİYORUM
Cuma Mayıs 04, 2012 2:06 pm tarafından Admin
» OKUMAK ÇÖZMEKTİR
Perş. Mayıs 03, 2012 12:34 pm tarafından Admin