Arama
Arama
En son konular
En son konular
KORKUSUZ SELİM (34)
1 sayfadaki 1 sayfası
KORKUSUZ SELİM (34)
Tilki Kerim, yer altı dünyasındaki son gelişmeleri bütün titizliğiyle dedektif gibi takip ediyordu.
Çakal Seyfi’nin adamlarından karga lakaplı Abdurrahman öldürüldüğünü biliyordu.Hem de Korkusuz Selim tarafından.
Topal Hasan’ın adamlarından artist Davut, daha geçenlerde öldürülmüştü; onu da biliyordu.Hem de Korkusuz Selim’in adamları tarafından.
Bu faili meçhul gibi görünen olaylar, bir handikaptı onun için. Sıkıntı yaratıyordu. Düşman, kendi menziline doğru yavaş yavaş yaklaşmaktaydı.Bir gün gelecek,kendi damarına basacaktı.Bunu da çok iyi biliyordu.Bu belanın darbesini yemeden tedbirini almak zorundaydı.Yoksa aynı darbeleri yemesi içten bile değildi.
Öncelikle adamlarının sayısını artırdı. Sanki etten duvar örmüştü kendisine. Sekiz kişiye kadar çıkardı. Üç tanesi, kemikleşmiş adamıydı.Diğerlerini bir takım testlerden geçirdikten sonra aldı.Testlerden ziyade, adamların geçmişteki seçer eleri çok önemliydi onun için. Hapishaneye girip,çıkmışlar mı?İşledikleri suçların nitelikleri nelerdir.Suç kızartıcı eylemde bulunmuşlar mı?Kumarcı özellikleri var mı?Bütün bunlar,önemliydi.Özellikle yüz kızartıcı suçun olup olmadığı çok önem sırasına göre birinci sıraya geliyordu.Özellikle kız ve erkek çocuklarına tecavüz girişimleri tasvip etmediği konulardı.Diğerlerini sineye çekerdi ama bunları asla kabullenemezdi.
Gizli bir korku vardı içerisindeydi. Hapishaneye hiç girip çıkmadı, oradaki yaşamın acı ve iğrenç yüzünü hiç tatmadı. Sadece birkaç kez nezarethane de kaldı. Hepsi o kadar.Onda da aynasızlara para yedirdiği için kolasına kadar içkisi ayağına geldi.Sigarası eksik olmadı yaka cebinden.
Oldukça zeki; tehlikeleri sezinlemede oldukça ustaydı.Yabani bir çakal gibi koku alırdı.Burnu,hassastı.Bir o kadar da belaları alt etmede marifetliydi.Bütün bu özellikleri parasının gücünden kaynaklanıyordu.Paraya Allah diye tapardı yeri geldiğinde.O da biliyordu paranın açamayacağı kapı olmadığını.Bu zamana dek bütün bürokratik engelleri parayla açmayı,ismini devlet katmanlarında “hayırsever Kerim” diye lanse edebilmeyi başarabilmişti.
Çocuk esirgeme kurumlarına, huzur evlerine, kimsesizler yurduna yüklü miktarda parasal yardım yapmakta her zaman birinci sırada olurdu. İpi herkesten önce göğüsler, başkasına birinciliği kaptırmazdı.
Ayrıca kimsesiz, bakıma muhtaç çocukların, gençlerin okul burslarını yüklenirdi.
Şehirdeki önemli açılışlara katılır, çelenk gönderir; protokole yakın yerlerde kendisine yer açmasını becerirdi. Bu özelliklerinden dolayı; legal çevrelerde “Hayırsever Kerim” diye anılırdı.
Emlakcılık, galericilik;kara parasını aktardığı sektörlerdi.Asıl finansman kaynağı;esrar,eroin kaçakçılığıydı. Bu yüzden yurt dışından yüklü miktarda kara para gelir,bunu da;Emlakcılık ve galericilik sektöründe rahatlıkla aklardı.Emlakçilikteki işlerini taşeron bir şirket yürütüyordu.Kendisi, emlakçiliğin “e” sinden anlamazdı.
Galericilikteki işlerini de maaşlı tuttuğu orta yaşlı birine vermişti. Bilgi saray bağlantıları, kameralıydı. Bulunduğu kendi bürosundan rahatlıkla bütün işlerini takip edebiliyordu. Yanlış yapan olursa, gerekli uyarıyı adamları tarafından gecikmeden yapardı. Affı yoktu. Topuğa sıktırdığı mermilerle ateş dansı yaptırmaktan oldukça zevk alırdı.Hiç kimse de gidip polise şikayet etme cesareti gösteremezdi.Bunun yanında görevlerini eksiksiz yerlerine getirdiklerine inandığında; karşılığını vermekte gecikmez, hatta ekstradan parada dağıttığı olurdu.
Bu özellikleri ile Tilki Kerim, yer altı dünyasının diğer “babaları” yanında oldukça farklı biriydi.Her ne kadar kendi hareket alanları daralsa da; birbirleri ile hırlaşmaktan oldukça uzak durmaya çalışıyorlardı.Kendilerine dokunmayan yılan bin yıl yaşasın felsefesi gütmeleri,onların işine geliyordu.Yeter ki kendi işlerine karışan birileri çıkmasındı.
Bazen hesapta olmayan kişiler “hop” diye çıkıp işlerine çomak sokmaktan zevk alıyorlardı. Şu anda bu kişi ;Korkusuz Selim’di.Bütün yer altı dünyasının korkulu belasıydı.Yer altının acımasız raconunu,Korkusuz Selim’den başkası kesemezdi.
Tilki Kerim de bütün kara para aklayan “babalar” gibi genç sevgili edinmişti. Her ne kadar eşi ve beş çocuğu olsa da ikili yaşama yeşil ışık yakmak taraftarıydı. Eşi ve çocuklarının isteklerini kesinlikle ikiletmemişti. Yaz mevsiminde yazlıklarına gönderir, kışın da kayak merkezlerine.
İşlerinin yoğunluğunu bahane ederek bir kez olsun ailesi ile birlikte olmadı.Kırk beşin üzerinde olmasına rağmen,genç görünmek hoşuna gidiyordu..Yaşlanma fobisi,kendisini rahatsız ediyordu. Elinden geldiği kadar sabah sporlarını aksatmamaya özen gösteriyor, genellikle villasındaki spor salonundaki bantlarda sporunu yapmayı yeğliyordu. Doğaya yalnız başına çıkmaktan tedirgin olur, yalnızlık korkusu,fobilerinin içinde yer alır.
Genç sevgilisi ile beş yıldır aşk yaşıyor, aynı zamanda sekreteri olduğu için kendisine yönelik olan dedikoduları bertaraf ettiğini düşünüyordu.
Sevgilisi, ucuz(!) kadınlardan oluşan tiplerdi. Yabancı uyruklu, ithal kadınlardandı.Fahişelik yapmak için ülkelerinden kaçıp gelen sarışın bir bombaydı.Türkiye’ye ayak basar basmaz;ilk ağına takıldığı erkek Tilki Kerim olmuştu. Parasal gücü karşısında ilk durak yeri onun mekanı olmuş, bir daha da oradan ayrılmamıştı. Tilki Kerim’in cinsel ihtiyaçlarını karşılamakta olduk seksi davranıyordu.Cilveliydi.Bir erkeği,yatakta;baştan çıkaracak bütün özelliklere sahipti.Sevişirken bütün tabuları yıkar,erkeğinin bütün isteklerine boyun eğerdi.Türkçeyi kısa zamanda öğrenmesi,işlerini kolaylaştırmış;Tilki Kerim’in gönlünde adeta taht kurmuştu.Gerçi Türkçe konuşması,o kadar da önemli değildi,Tilki Kerim için.Onun cinsel fantezilerini yerine getirsin yeterdi.Başka bir şey gözünde yoktu.
Tilki Kerim, onun için lüks bir semtten daire almış. İçini de son model mobilyalarla döşemişti. Zamanının çoğunluğunu birlikte geçiriyorlardı. Ona;adından ziyade”sarışın bombam” diye hitap etmekten hoşlanırdı.Adını,bürosunda resmi işleri yürütürken kullanmayı yeğlerdi. Anna! Bazen dili sürçtüğünde “Anne!” dediği de olurdu, farkında olmadan. Kısa ve uzun süreli seyahatlerinde sevgilisi Anna’yı yanından kesinlikle ayırmazdı.
Yaşamı, kazasız belasız istediği gibi sürüp giderken;son günlerde rahatı kaçmışa benziyordu.Uzaklardan beliren fırtına,yavaş yavaş hortum şekline dönüşüp kendisine doğru gelmekteydi.Bunu sezinlemişti sezinlemesine ama nasıl tedbirini alacaktı,şimdi bunun hesaplarını yapıyordu.Karşısındaki sekreteri ile geyik muhabbeti yapmasına rağmen hep bu sıkıntılar ile cebelleşmekteydi.Önündeki beyaz kağıda gelişi güzel bir şeyler karalıyor,yazıp çiziyordu.
Birden bire sekreteri “sarışın bombasına” :
-Sevgilim, bütün adamlarıma bilgi ver;bir saat sonra çok acil bir toplantı yapacağım.Kim,neredeyse hemen gelsinler.Hadi durma,telefon numaralarını tuşla bakayım’
- Emredersin canim! Geldiğinden bu tarafa “ı” ları bir türlü telaffuz edemiyordu. Daima “i” olarak çıkardı dudaklarının arasından.
DEVAM EDECEK!
Ayhan Sarıkaya- Mesaj Sayısı : 207
Kayıt tarihi : 24/07/09
1 sayfadaki 1 sayfası
Bu forumun müsaadesi var:
Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
Paz Ağus. 19, 2012 2:17 pm tarafından Admin
» NEDEN ÇOK ÜZGÜNÜM
Perş. Haz. 07, 2012 4:17 pm tarafından Admin
» KATİLLİK NERDE BAŞLAR
Ptsi Haz. 04, 2012 4:24 pm tarafından Admin
» SOR SORUYU
Salı Mayıs 29, 2012 12:20 pm tarafından Admin
» ÜSTÜN DÖKMEN DÖKTÜRDÜ
Çarş. Mayıs 16, 2012 11:50 am tarafından Admin
» PARA ZAAFI
Ptsi Mayıs 14, 2012 5:50 pm tarafından Admin
» KUL HAKKI
Perş. Mayıs 10, 2012 2:49 pm tarafından Admin
» DECCAL CENNETİNİ İSTEMİYORUM
Cuma Mayıs 04, 2012 2:06 pm tarafından Admin
» OKUMAK ÇÖZMEKTİR
Perş. Mayıs 03, 2012 12:34 pm tarafından Admin