Arama
Arama
En son konular
En son konular
KORKUSUZ SELIM 26
1 sayfadaki 1 sayfası
KORKUSUZ SELIM 26
KORKUSUZ SELIM 26
Artist Davut`un nesesine diyecek yoktu. O gün kendisinden emin bir sekilde zaman öldürmeyi yeğledi.Geceyi kızlarla geçirmis,felekten bir gün yasamıs,talih yüzüne farklı gülümsemisti. Bir tane kuşu kafeslemeyi düsünürken ,iki taneyi birden avlamasına kendisi de şaşmıstı doğrusu.Sevinçten havalara uçuyordu.Simdi oturduğu kafede nargilesini hopurdatırken nasil bir taktik uygulayacagı üzerine küçük çelişkiler içerisindeydi.Pek fazla da umursamıyor,nasıl olsa ikisini de çantada keklik gözüyle düsünüyordu.Biraz kendi egosunu tatmin ettikten sonra beyaz kadın tacirlerinin eline satacaktı naıil olsa.Bu,her zaman yaptıgı normal bir şeydi.Daha doğrusu kendi görevi; bunu gerektiriyordu,kendi örgütü içerisinde:
„ Avını düşürmek ve satmak“kalıplaşmış kuraldı.
Bu arada falso vermemeye dikkat etmek zorundaydı; yapacağı en küçük bir falsoda,yer altı dünyasının kurallarına ters düşüyor olabilirdi.Bunun bedelini ödemek ise ona fazlasıyla acı gelecek belki de canından bile olabilecekti..Bunların hepsini de çok iyi biliyordu.Topal Hasan`in kulağına gidecek en küçük bir fısıltıda isler sarpa sarabilirdi.Bunun için ağzını sıkı tutmalı,arkadaşlarına en küçük bir zayıf tarafını göstermemeliydi.Her ne kadar hep birlikte dayanışma içerisinde görünüyor olsalar da yine de kuşkulu gözlerle baktıkları da oluyordu birbirlerine karsı.Ayaklarının altına sabun koyup kaydırmak hiç de o kadar zor değildi.Ne yazık ki çalışma kuralları hiyerarşik bir sisteme bağlıydı.Yer altı dünyasının babalarının ağzından cıkanlar nasıl ki kanunsa;Topal Hasan`in ağzından çıkanlar ve çıkacak olanlar da aynen öyleydi.Bunu herkes biliyordu.Yer altı dünyasında çelikten yumruk olup sıkı sıkıya birbirleri ile kenetlenmiş görüntüsü vermek zorundaydılar.Bu bir sorumluluktu ayni zamanda ve kaçınılmaz bir gerçekti.
Artist Davut, simdi ne yapıp yapıp zamandan kazanmalı,kızlarla bir kaç gün gönlünce vakit geçirmeliydi.Geçireceği seks dolu saatleri düşündükçe kendinden geçiyor,zevkten dört köse oluyordu.Bu fırsatı çok iyi değerlendirmeli yaptığı isin hakkini vermeliydi.Racon bunu gerektiriyordu ne de olsa.
Yine akli kızlarla birlikte olduğu ana takıldı.Bugün yalnız olmasına rağmen dün cok farklıydı.Kızlardan ayrılırken;
„Ertesi günü buluşmak üzere „ diye vedalaşmak isteyince ;
„ Tarih dersinden sınavları“ olduklarını söylemeleri karşısında kaynar sular basından dökülmüş olsa da bozuntu vermemeye özen göstermişti. Öyle yapmak zorundaydı.yoksa kızlar huysuzlanıp gereksiz yere elden uçabilirlerdi.Bunun için panik yapmaya hiç gerek yoktu.
İki gün sonrası icin;
- Cumartesi olmaz mı teklifine ikisi birlikte:
- “Tamam” demis olmalarına çoktan razıydı.
Simdi hiç hesapta yokken; şu tarih dersi de nereden çıkmıştı Allah askına.Zaten oldum olası okul yıllarında bile bu dersi hiç sevemedi.Bir yıl ikmale bile kalmıştı.Nedense bu dersin içeriğindeki öğretiler,tuhafına gidiyordu.
“Yok efendim savaşlar,bitmek bilmeyen toprak işgalleri”
Bunları okumak içini karartıyordu.Gereksiz bulduğu basit amaçlar uğruna;güçlünün zayıfı yok etmeye çalışmasının altında yatan haklı nedenler var mi, bunlar ne denli doğru nedenler diye kendi kendisiyle cebelleştiği de olmuyor değildi.Bu sorulara kafasında yanıt bulmaya çalıştıkça;bir türlü içinden çıkamadığı karanlık dehlizlere yuvarlanıyordu sanki.Bu yüzden o yıllardaki bu düşünceleriyle bu dersten soğumuştu adeta.
Simdi ise o zamanki düşüncelerine tezat oluşturacak bir çizgide olmasına da anlam veremiyor ,sağlıklı bir mantık yürütemiyordu.
„Neyi irdelerken neyin peşinden koştuğumuzun hakli bir nedeni olamaz“
düşünceleriyle kendi kendisine özeleştiride bulunmaktan da geri kalmıyor;”
Büyük lokma yiyeceksin ama büyük söz etmeyeceksin diye buna diyorlarmış demek ki!“ diye içsel duyguya kapıldığı da oluyordu.
Simdi ise yer altı dünyasının acımasız sinsi bir tetikçisi olarak;vuruyor,kırıyor,öldürüyor; savunmasız insanların kanını emmekten çekinmiyordu.”
“Yasamak icin böyle acımasız olmak zorundayım ne yazık ki” düşüncelerinin arkasında tarih dersine yapmış olduğu haksiz değerlendirmeye kılıf arıyordu.
Cumartesi gününü sabırsızlıkla bekledi. Postanenin önünde buluşacaklar ,oradan da kendilerine eğence aleminde bir yer seçeceklerdi.Şimdiden kafasına koymuştu, gidecekleri mekanın neresi olacağını.Kendi örgütünün en rahat ettiği yer olan “günes pavyon”biçilmis kaftandı onun için. Hiç bir tehlikeyle karsılaşmazdı nasıl olsa.Gece yarılarına dek gönlünce eğlenip belirlediği bir otelde sabahlamayı kafasına koymuştu .Bu,kızlarla geçireceği son gece olacak,ondan sonrasında bir daha onların yüzlerini bile görmeyecekti.Önceden belirlediği adamlara kızları satıp kurtulacaktı,tatlı belalardan.Kızların bundan sonraki yaşantıları çok farklı olacak, hiç beklemedikleri bir ortamla karsı karsıya kalacaklardı ne yazık ki…
Mercedes arabasının içini,dışını;benzin aldığı benzinlikte güzelce temizledi.İçeriye koltukların üzerine en güzel kokulardan fısfısladı.Ellerini birbirine çarpıp gizli bir sevinçle ı çevirip kontağı çevirecekti ki;yan kapıyı acıp içeriye silahlı kişiler girdi.Ön tarafa oturan içlerinden birisi,gündüz olmasına rağmen silahını artist Davut`un şakağına dayayarak:
- Hadi bakalım dostum,arabanın rotasını bizim belirlediğimiz yöne çekeceksin!. Emriyle soğuk terler dökmeye,neler olduğunu anlamaya çalıştı.Biraz daha dikkatlice arka koltuklarda oturanlara göz gezdirdiğinde isin şaka olmadığını anladı.Korkusuzun adamlarının kucağındaydı.Torpido gözündeki tabancası bile kurtaramazdı onu.Söylenilen emre boyun eğmek zorunda kaldı.Verilen emir üzerine kontağı çevirip motoru çalıştırdı, bilinmeyen yöne doğru mercedesi sürdü.
Artist Davut`un nesesine diyecek yoktu. O gün kendisinden emin bir sekilde zaman öldürmeyi yeğledi.Geceyi kızlarla geçirmis,felekten bir gün yasamıs,talih yüzüne farklı gülümsemisti. Bir tane kuşu kafeslemeyi düsünürken ,iki taneyi birden avlamasına kendisi de şaşmıstı doğrusu.Sevinçten havalara uçuyordu.Simdi oturduğu kafede nargilesini hopurdatırken nasil bir taktik uygulayacagı üzerine küçük çelişkiler içerisindeydi.Pek fazla da umursamıyor,nasıl olsa ikisini de çantada keklik gözüyle düsünüyordu.Biraz kendi egosunu tatmin ettikten sonra beyaz kadın tacirlerinin eline satacaktı naıil olsa.Bu,her zaman yaptıgı normal bir şeydi.Daha doğrusu kendi görevi; bunu gerektiriyordu,kendi örgütü içerisinde:
„ Avını düşürmek ve satmak“kalıplaşmış kuraldı.
Bu arada falso vermemeye dikkat etmek zorundaydı; yapacağı en küçük bir falsoda,yer altı dünyasının kurallarına ters düşüyor olabilirdi.Bunun bedelini ödemek ise ona fazlasıyla acı gelecek belki de canından bile olabilecekti..Bunların hepsini de çok iyi biliyordu.Topal Hasan`in kulağına gidecek en küçük bir fısıltıda isler sarpa sarabilirdi.Bunun için ağzını sıkı tutmalı,arkadaşlarına en küçük bir zayıf tarafını göstermemeliydi.Her ne kadar hep birlikte dayanışma içerisinde görünüyor olsalar da yine de kuşkulu gözlerle baktıkları da oluyordu birbirlerine karsı.Ayaklarının altına sabun koyup kaydırmak hiç de o kadar zor değildi.Ne yazık ki çalışma kuralları hiyerarşik bir sisteme bağlıydı.Yer altı dünyasının babalarının ağzından cıkanlar nasıl ki kanunsa;Topal Hasan`in ağzından çıkanlar ve çıkacak olanlar da aynen öyleydi.Bunu herkes biliyordu.Yer altı dünyasında çelikten yumruk olup sıkı sıkıya birbirleri ile kenetlenmiş görüntüsü vermek zorundaydılar.Bu bir sorumluluktu ayni zamanda ve kaçınılmaz bir gerçekti.
Artist Davut, simdi ne yapıp yapıp zamandan kazanmalı,kızlarla bir kaç gün gönlünce vakit geçirmeliydi.Geçireceği seks dolu saatleri düşündükçe kendinden geçiyor,zevkten dört köse oluyordu.Bu fırsatı çok iyi değerlendirmeli yaptığı isin hakkini vermeliydi.Racon bunu gerektiriyordu ne de olsa.
Yine akli kızlarla birlikte olduğu ana takıldı.Bugün yalnız olmasına rağmen dün cok farklıydı.Kızlardan ayrılırken;
„Ertesi günü buluşmak üzere „ diye vedalaşmak isteyince ;
„ Tarih dersinden sınavları“ olduklarını söylemeleri karşısında kaynar sular basından dökülmüş olsa da bozuntu vermemeye özen göstermişti. Öyle yapmak zorundaydı.yoksa kızlar huysuzlanıp gereksiz yere elden uçabilirlerdi.Bunun için panik yapmaya hiç gerek yoktu.
İki gün sonrası icin;
- Cumartesi olmaz mı teklifine ikisi birlikte:
- “Tamam” demis olmalarına çoktan razıydı.
Simdi hiç hesapta yokken; şu tarih dersi de nereden çıkmıştı Allah askına.Zaten oldum olası okul yıllarında bile bu dersi hiç sevemedi.Bir yıl ikmale bile kalmıştı.Nedense bu dersin içeriğindeki öğretiler,tuhafına gidiyordu.
“Yok efendim savaşlar,bitmek bilmeyen toprak işgalleri”
Bunları okumak içini karartıyordu.Gereksiz bulduğu basit amaçlar uğruna;güçlünün zayıfı yok etmeye çalışmasının altında yatan haklı nedenler var mi, bunlar ne denli doğru nedenler diye kendi kendisiyle cebelleştiği de olmuyor değildi.Bu sorulara kafasında yanıt bulmaya çalıştıkça;bir türlü içinden çıkamadığı karanlık dehlizlere yuvarlanıyordu sanki.Bu yüzden o yıllardaki bu düşünceleriyle bu dersten soğumuştu adeta.
Simdi ise o zamanki düşüncelerine tezat oluşturacak bir çizgide olmasına da anlam veremiyor ,sağlıklı bir mantık yürütemiyordu.
„Neyi irdelerken neyin peşinden koştuğumuzun hakli bir nedeni olamaz“
düşünceleriyle kendi kendisine özeleştiride bulunmaktan da geri kalmıyor;”
Büyük lokma yiyeceksin ama büyük söz etmeyeceksin diye buna diyorlarmış demek ki!“ diye içsel duyguya kapıldığı da oluyordu.
Simdi ise yer altı dünyasının acımasız sinsi bir tetikçisi olarak;vuruyor,kırıyor,öldürüyor; savunmasız insanların kanını emmekten çekinmiyordu.”
“Yasamak icin böyle acımasız olmak zorundayım ne yazık ki” düşüncelerinin arkasında tarih dersine yapmış olduğu haksiz değerlendirmeye kılıf arıyordu.
Cumartesi gününü sabırsızlıkla bekledi. Postanenin önünde buluşacaklar ,oradan da kendilerine eğence aleminde bir yer seçeceklerdi.Şimdiden kafasına koymuştu, gidecekleri mekanın neresi olacağını.Kendi örgütünün en rahat ettiği yer olan “günes pavyon”biçilmis kaftandı onun için. Hiç bir tehlikeyle karsılaşmazdı nasıl olsa.Gece yarılarına dek gönlünce eğlenip belirlediği bir otelde sabahlamayı kafasına koymuştu .Bu,kızlarla geçireceği son gece olacak,ondan sonrasında bir daha onların yüzlerini bile görmeyecekti.Önceden belirlediği adamlara kızları satıp kurtulacaktı,tatlı belalardan.Kızların bundan sonraki yaşantıları çok farklı olacak, hiç beklemedikleri bir ortamla karsı karsıya kalacaklardı ne yazık ki…
Mercedes arabasının içini,dışını;benzin aldığı benzinlikte güzelce temizledi.İçeriye koltukların üzerine en güzel kokulardan fısfısladı.Ellerini birbirine çarpıp gizli bir sevinçle ı çevirip kontağı çevirecekti ki;yan kapıyı acıp içeriye silahlı kişiler girdi.Ön tarafa oturan içlerinden birisi,gündüz olmasına rağmen silahını artist Davut`un şakağına dayayarak:
- Hadi bakalım dostum,arabanın rotasını bizim belirlediğimiz yöne çekeceksin!. Emriyle soğuk terler dökmeye,neler olduğunu anlamaya çalıştı.Biraz daha dikkatlice arka koltuklarda oturanlara göz gezdirdiğinde isin şaka olmadığını anladı.Korkusuzun adamlarının kucağındaydı.Torpido gözündeki tabancası bile kurtaramazdı onu.Söylenilen emre boyun eğmek zorunda kaldı.Verilen emir üzerine kontağı çevirip motoru çalıştırdı, bilinmeyen yöne doğru mercedesi sürdü.
Ayhan Sarıkaya- Mesaj Sayısı : 207
Kayıt tarihi : 24/07/09
1 sayfadaki 1 sayfası
Bu forumun müsaadesi var:
Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
Paz Ağus. 19, 2012 2:17 pm tarafından Admin
» NEDEN ÇOK ÜZGÜNÜM
Perş. Haz. 07, 2012 4:17 pm tarafından Admin
» KATİLLİK NERDE BAŞLAR
Ptsi Haz. 04, 2012 4:24 pm tarafından Admin
» SOR SORUYU
Salı Mayıs 29, 2012 12:20 pm tarafından Admin
» ÜSTÜN DÖKMEN DÖKTÜRDÜ
Çarş. Mayıs 16, 2012 11:50 am tarafından Admin
» PARA ZAAFI
Ptsi Mayıs 14, 2012 5:50 pm tarafından Admin
» KUL HAKKI
Perş. Mayıs 10, 2012 2:49 pm tarafından Admin
» DECCAL CENNETİNİ İSTEMİYORUM
Cuma Mayıs 04, 2012 2:06 pm tarafından Admin
» OKUMAK ÇÖZMEKTİR
Perş. Mayıs 03, 2012 12:34 pm tarafından Admin